Hep bir şeyler vardır dilde gelip dökülemeyen
Eller vardır uzanıp dokunmak isterken geri çekilen
Yürekler vardır sevmeyi dilerken sevildiğinin şahitliğinden aciz
Sormadan edemiyorum artık ne istiyorsun yürek beynimden
Tenler var bedene battaniye olmak isteyen sarmalamadan kül olan
Telleri vardı saçlarımın upuzun kesmeye kıyamadığım koklanası
Dudaklar vardı öpüşleri düşleyip tatlanışı özümseyen hayal eden
Sormadan geçemeyeceğim ne istiyorsun bedenim tenden
Sözler vardı ses olmak isterken yutkunmalarda boğulup geri dönen
Karadeniz’in suyu gibi tuzlu gözyaşları vardır akmaya hazır
Süzmek isteyen al yanaklar kâğıt peçetelere bulaşmadan akıtmak
Sormadan geçemeyeceğim ne istiyorsun gözlerim çisemden
Yoklukları oldu kucak açışlarımın boşlukları dolayan
Sevmesini bilmeyenlere sevgi anlatmaktan yorulan dilim oldu
Aşk adını dile dolamadan kalbe dolamayı öğretmekten zamansızım
Soruyorum ve cevapsız kalır tümleçler sevdaya dairliği değil aşka inançsızlığı darbeledim…
Zennehar Yılmaz
06.03.2012 08:08:59
arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer.
utanılacak bir şey değildir ağlamak,
yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer…
belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla,
öylesine derince bakmasalardı eğer…