Erdik ki bir demhaneye, saki hoş, bizler hoşuz,
Gönlümüz meyhanesinde, sevgiliyle serhoşuz.
Abı hayat iksirini, içince dudağından,
Yay gerilen oklar gibi, can uçtu sadağından.
Saman çöpü gibi çekti, bizi kehribarımız,
Beni bu eylül öldürecek
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Devamını Oku
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Zeliha aşka düştüğü tecelli tur’u Yusufuna ulaşmak için dualarla “Sanem” ine taparken, gönlündeki tek putu, Allah’ın izni ile kendi kendini kırmıştır. “Sanem, sanem” diye yalvarırken, Allah ile kul arasındaki perdeleri yakan hakiki aşk ateşi, perdelerin ardındaki cevherle karşı karşıya kalan Zelihanın bir anda “Samet” diye seslenmesine sebep olmuştur. Bu seslenişe Yüce Sametin cevabı ise “Lebbeyk ya! Kulum” “Buyur kulum” olmuştur. Aşkın kudreti ise bize, hâşâ Zeliha’nın günahı şeklinde değil, hakiki aşktan yanarak, kendi deni duygularımızın yok olmasının ve derinlerden onun güzel tecellisinin, zuhur edişinin bir delili olarak, dillerden dillere dolaşarak gelmektedir.
Neden koskoca, güzeller güzeli bir peygamberden zuhur eden, Allah’ın güzelliklerine âşık olan bir kul Allah’a ulaşmasın? O aşk ateşi ile nefsinin fazlalıkları yanıp, eriyip yok olmasın? “Mecaz hakikate köprüdür” sözünü, Leyla’yı ararken, Allah’a ulaşarak doğrulayan Mecnunun, Leyla’ya olan aşkı bile hakikate köprü olmuştur. Bir türlü elde edemediği Leyla’sına yanarken, içindeki ateş kalbindeki bütün arzuları yakıp yok etmiştir. Daha sonra “Ben Leylayım, bak sana geldim” diyen Leyla’ya “Sen Leyla’ysan kalbimdeki Leyla kimdir?” diye soran Mecnunun haline bakınca, “Siz kalbinizdeki putu bire indirin o kendi kendini kırar” sözünü hatırlıyoruz, Zeliha’nın saneminden sonra.
Çok güzel yazılmış bir şiir ve harika bir anlatım tadı damağımda kaldı...
Şiirin ismi başlı başına bir şaheser çok etkiledi beni çookk...döndüm tekrar, tekrar okudum...
Güzel şiirler yazan yüreğinize, kaleminize sağlık...
En içten saygılarlarımla..
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta