Onulmaz bir sevda kırığıyım.
İlhak edilmeyi kabullenmiş bir vatanperver.
Aşkın acımasız kanatlarından düşüp,
Yere çakılmak üzereyken,
Belki sen gelirsin…
Dudakların ister kalın olsun, ister ince.
Dans edebilsin yeter!
Dudaklarımın üzerinde…
Bel ölçün kimin umrunda,
Kollarım iki yanından sarabildikten sonra.
Kalbin temiz olsun ya da olmasın;
Başımı, göğsüne koyduğumda yalnızca atsın.
Gözlerin;
Maviyse, boğaza dalarız el ele,
Yeşilse çayırlarda koşarız.
Herkesinki gibiyse gözlerin,
Gözlerime süzülsün yeter!
Ellerin minik olmak zorunda değil,
Yahut solak değilsen de anlaşırız.
Bir sarılsan, aşık olacağım…
Onulmaz bir sevda kırığıyım.
İlhak edilmeyi kabullenmiş bir vatanperver.
Aşkın acımasız kanatlarından düşüp,
Yere çakılmak üzereyken,
Belki sen gelirsin…
Okumadığın kitapları okurum sana,
Dosto’yu çok seversin sen de…
Marquez’in evinde büyüleniriz belki birbirimize,
Belki Hugo, bizi görüp; saadeti de anlatmak ister.
İzlemediğin filmler, görmediğin yerler
O kadar çok ki henüz…
Arada kavga ederiz, sonunda şehvetle sarılmak istersek.
Türlü içkiler içeriz …
Kavuşmamızın şerefine, Allah’a inanırsın belki de.
Şiirler yazarım sana, kıskanırım.
Bu şiiri okuyup; bana acıyacaklara inat,
Gel ve “Beni çağırıyordu” de.
Onulmaz bir sevda kırığıyım.
İlhak edilmeyi kabullenmiş bir vatanperver.
Kalbimde o kadar büyük bir sevda var ki,
Bir bedende yaşamak istiyor.
Kayıt Tarihi : 14.5.2014 02:42:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!