Şüphe kemirmeye başlayınca insanın beynini, dehlizlerden yılanlar çıkmaya başlar. Karanlık kalmış tüm sokaklara dağılır sürüngenler ve adsız bir yangın çıkar aydınlığın tam ortasında, onu da karanlığa sürükleyen...
Direndikçe alevlere kapılırsınız. Direndikçe yaralanır, kanarsınız. Direndikçe, anlamsız gelir mutlu olduğunuz anlar ve sırt çevirirsiniz güneşe.
Artık karanlığa aitsiniz...
Geride kalan yalancı aydınlığa dönüp bakarsınız ilk zamanlarda. Zihinde dolaşıp duran acabalar ve keşkelere sahip oluverirsiniz birden. Kendinize sordukça bu soruları, cevap anahtarının sizin elinizdeki işaretli forma uymadığını görürsünüz. “Son dönemin şifre modasına katılan bir aldatmaca mıdır? ” diye durup düşünmeye başlarsınız.
Çocukluk, o derin ırmak çağrısı
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Devamını Oku
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman