Yeni bir ezbere hazırlanıyor aşk. Sensiz ve bensiz sabahların şarkısı bestelenmekte acemi bir müzisyenin ellerinde. Öksüz bakışlarını hatırlarım hep, ayrılığı düşündüğümde.
“ Ben hiç bütün olmadım ki, ayrılığa dair dökülsün notalar piyanomdan…”
Ayrılık da, senin gibi sahipsizdi bu şehirde. Acıtan ama neremi ağrıttığını bilmediğim. Bazen aklım sanıyordum çünkü, seni severken ben en çok aklımla çelişiyordum. Bazen sol göğsümün altında kıpırdayan bir yerler aklıma geliyordu. Oysa ben en çok onu unutmak istiyordum.
Demek; en çok acıyandı sol yanım…
Aşk, her gelişinde ezber bozduruyordu insanoğluna. Yeniden varoluş hikayeleri yazdırabilecek kadar hayalperestti kahramanları Aşk denen illetin.
“Ben senin için yaratılmışım.”
Yalan!
Siz gördünüz mü bu güne dek aşka düşüp, düştüğü yürekte öleni?
Defalarca çalıyor kapıyı güler yüzlü hırsız.
Aşk, geldi.
Aşk, gitti.
Yaktı mı peki?
Acıttı mı?
Boşver be!
Öylesine uğradı işte, boş vakti varmış.
Hep,uyduruk bir gurur takınılır terkeden ya da terkedilen olmak ayırt edilmeksizin. Severken, ayaklarına kapanılan neden kötüdür hep ayrılık gelip yapıştığında aşkın yakasına?
“Özledim, hep senindim” diyemecek kadar küçüktür insanoğlu. Aşk, oyuncaktır çünkü.
Aslında, suçlamıyorum da kimseyi. Tek bir tuşa basarak pek çok müsveddeyi defterinde biriktiren bir insanlıktan, Aşk’ı anlamasını beklemek ütopyadan başka bir şey değil.
Yoksa kalemi kırık yazarlar (ben de bunlara dahilim) , nereden bulacaktı bu kadar malzemeyi?
Biraz yüreği,
Biraz aklı,
Biraz da bakışları kırık benden birkaç saçmalık daha Aşk denen psikopatolojiye dair.
Hepimiz, az biraz şizofrenik olmasak, ne yaşanırdı, ne de yazılırdı Aşk!
Funda KocaevliKayıt Tarihi : 28.2.2014 19:50:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)