Ruhum olan bir eskici, tanırdım eskiden. Ruhum olan ve aslında ruhsuz…
Şarkı söylerdi, elinde gitarı salınırdı kapkara bir gecenin ucunda. Çoğunlukla ıssızdı ya da ıssızlıkta kalmıştı…
Öyleydi, böyleydi ama güzel gülümserdi be!
Kara bir pencerenin ardındayken, çok da düşünmemiştim onun ruhsuz oluşunu. Seviverdim gülüşünü, benimsedim gözlerini.
“Issızmış, ruhsuzmuş “ dediler. Dinlemedim, hatta hiç istemedim dinlemeyi. Duyabildiğim, duymak istediğim sadece onun sesiydi…
Hayatta ben en çok babamı sevdim
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Devamını Oku
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
muhteşem şizofrenik dizeleri yazan ellere ve yürege saglık mükemmeldi
evet güzel irdelemeler.
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta