Aşka Ayrılığa Çıkmaza Dair

AŞKA AYRILIĞA ÇIKMAZA DAİR

Kimin gördüm kavgasının yorgunu
Kimi var ki bir gülüşün vurgunu
Aşk olgunu sevdasının durgunu
Her sözünde bir gül açıp da gitti

Demem şu ki
Şöyle billur gibi bir derede
Gümüşlenen çakıllar taşlar
Oynaşan balıklar
Çayırda çivildeşen kuşlar gibi değilse hayat

Hani
Çamura düşmüş tohum gibi çürümenin
Sürüde bir topal koyun gibi yürümenin
Bu aşkı sürümenin yararı yok be evlât

Bilirim hasreti
Öyle ayrılıklarda takılıp kalır saat
Ama çare değil
Bir turna
Bir angut kuşu gibi
Ölen aşkının başında ölene dek ağlamak
Çare değil
Yaralı bir aslan gibi yaranı yalamak
Ama ayağa kalkmak diyorum yani
Yürümeyi öğrenen bir bebek nisali hani
Demiyorum tüm olanları sil at

Egzotik limanlara yelken açmanın
Bir mevsimden bir mevsime uçmanın
Bu deryayı birlikte geçmenin
Bir çift keklik gibi hani
Bir yalaktan
Bir kaklıktan su içmenin
Bir yolu vardır elbet
Git bunu yâre usul usul anlat

Yoksa
Ne dünde kal
Ne bugünü karart
Nidersin evlat…
Ama hayat

Yani
Ne ağla, ne ağlat
Ne kana, ne kanat
Ne de gecelerinde
Kâbuslarını kucaklayıp da yat

Bilirsin
Ne sermayesi var ki
Bir çift kumrunun
Çerden çöpten bir yuva belki
Sadece sevgi, sadakat

Değilse
Bu yükü
Bu ‘beni’
Bu bedeni taşımaz bu kanat

Mahmut Nazik 27 12 2010 Mersin

Kaklık: Kayalar üstünde oluşan, yağmur sularının biriktiği küçük oyuklar.
Yalak: Ağaç toprak veya kayada doğal olarak oluşmuş veya insan eliyle oyulmuş içine yağmur sularının biriktiği, veya küçük pınar sularının biriktiği oyuklar, çukur.