-Bu Starbucks’larda ya kötü sandığımız iyi şeyler oluyor ya da kötü olacak dediğimiz iyi şeyler.-
Sevdiğiniz insanın karşısına ilk defa çıktığınızda bacaklarınız deli gibi titremediyse; boşverin, okumayın yazacaklarımın geri kalanını.Çünkü çoğunuzun
aşk sandığı heveslerden ibaret.
Aşk kendinden ödün vermektir.
Onda bütün tabularını yıkmaktır.
Fedakarlık yapmaktır.
Burnunuzda kalan kokusunun uçup gitmesine ”doldur bi kadeh daha” daha demektir.
Tuttuğu elinizini üşüdüğünüzde bile ısıtmak için de olsa diğer elinizle paylaşamamaktır.
”Bak ben gidiyorum ama izin verme.” diyebilmektir.
Ona şiirler yazabilmektir.
Bak şiir diyorum. Bu devirde kim kime şiir olur ki? Kim tutup bir kadını şiir yapar ki? Ben yaptım.
Kim o afilli cümlelerini bir kadına bağışlar ki? Ben bağışladım.
Bir kadına şiirler yazamıyorsanız yeteri kadar sevmiyorsunuz demektir. Ben sevdim.
Ben ona onlarca şiir yazdım.
Sevdim, yazdım.
Kızdım,yazdım.
Kırdım/kırıldım yazdım.
Küfür ettim,yazdım.
Ama yine de tüm şiirlerimde mutlu olsun istedim. Mutlu olsun be,mutlu olsun ulan!
Kızdım bi gün yazdım yine. Dedim ki;
”Geleceğim gibisin işte; ne kadar istedimse seni, o kadar istemedin beni..
Yaşa sevgilim,dünyanın neresinde ya da kiminle olursan ol,ne olursun yaşa!
Ben o kadar çok öldüm ki bari sen yaşa!
Ne sana kıyabilirim, ne geleceğime ne de kendime..
Gülüşün,gülüşün sevgilim!
Gülüşünden öperim..” ve kapattım kaleminde defterinde kapağını.
Ulan niye kızdım ki bu kadar severken? Bilmiyorum,bilmedim hiç.. Geçmişime kızdım belki de. Ben hiç bir yaramı sefil kabuğundan öpedim. Ama bedenimden de
koparıp atamadım. Yara da olsa benim yaram,benim parçam dedim hep. Ne kadar yaksada canımızı kanayan yaralarımız, hep çok sevdik onları.Diceksiniz ki; ”aşk diyordun
yara nereden çıktı? ” Çıkar. Çıkar arkadaşım,çıkar. Aşk yaradır,aşık olduğumuz kabuğu. Yaram gibi sevdim hep. Öpemediğim zamanlar bile koparıp atamadım içimden.Ne kadar
yaksada canımı,hep çok sevdim.Bir de şuradan seveyim diyerekten köşe-bucak gezdirdim sevgimi.Çünkü onu severken,onunda beni sevebileceği ihtimalini göz-ardı etmedim hiç.
Aşkı hep kitaplardan,filmlerden gördüğümüz kadarıyla bildik.Ama kitaplara/filmlere taş çıkaracak bir aşk yaşıyordum.Ne yapabilirim ki; durduğum yerde duramıyorum
öylece, düşünüyorum onu/şiirler okuyorum ona/ve çok seviyorum gülümsemesini.Bu kötü bi şey değil bence, hatta oldukça eğlenceli. Misket oynamaktan bile daha
eğlenceli.Bakın seviyorum diyorum. Seviyorum ve yazıyorum;
-Sana şiirler yazılmaz!
Sana şiir yazmaya milyonlarca sebep bulunur ama seni hangi kelimeyle anlatacağımı seçemem ben.
Sana yazabilecek şiirler için milyonlarca kelimeyi yeteri kadar alamadım ezberime affet.
Ama sen sevgilim!
Sen bütün cümlelerimin gizli tanığı.
Sen sabah yağmuru,mevsim bahar.
Sen gökkuşağı,yağmurdan sonra gökyüzüne boyanan.
Sen dağda açan kardelen,kara meydan okuyan.
Sen çocukluğum, geç oldu annem merak eder.
Sen;
rakı soframda sarhoşluğum,
papatya fallarımda seviyorumum,
gece paketimde kalan son sigaramsın.
Sen;
canımın içi,
aklımın göçüsün.-
Kayıt Tarihi : 10.2.2015 19:02:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!