Aşk Yanığı Yakarışlar

İlk Söz:
Muhtaçlığım varlığını arar, garip bir yüzle
Nasip-dâr olmaya cemâline gece gündüzle
Daim çağır, çaren O! Dert ehline derman gerek
Ol eşsiz sanatkâra varıp eğriliğin düzle!

Rahmetinin parıltısı gönlüme dolsun, ne olur!
Her damlası mutluluğum, beklenen murad olur
Çorağımda nâ-şâdım, gel ki dilşâd olayım
Sensiz fani ömrüme nice bühtân sokulur

Varlığınla ihtişamsın, sayısız mekân senin
Şâh-ı cihan âlişânsın, güç senin, imkân senin
Sana meftûn olanları aşkın bahtiyâr eyler
Ol kapından girmeye usûl, edep, erkân senin

I.
Emrinle bahtiyâr olayım, dokun kalbime yâr!
Sensiz saraylar zindan olur, cân köşkü ihtiyâr
Esenlik yurduna doğru bitap düşerken ruhum
Sis ve hüzün atlasında feryadımı kim duyar?

Lütufkârsın, çağrılarım isminle dem bulacak
Ey Hudâ-yı lemyezel! Rahmetin ver kucak kucak
Menzilimin fermanı ol, gülümsesin gözleri
İmtihanım kolay et, süründürme köşe bucak

Âciz ve yüzü tenhayım, titrerim heybetinden!
Rûhuma emânın gönder, dolsun ûlu metinden
Yâr! Billâhi günahkârız, ağyâra gün doğmasın
Dağınıklığımız topla, serpiştir vahdetinden!

Kalbim emrine müheyyâ, beş vaktine aç beni!
Her hecemle muhtaçlara damla damla saç beni!
Yanılgımın adımları sokağıma düşmeden
Kereminle örtüneyim, sarmadan kıraç beni

Zillet batağında koma beni, mâsivâ eyleme!
Kibir dağlarında yürüterek rüsvâ eyleme!
Selâm ey yüce sultan! Akıt iksir i firdevs i
Kuruyan toprağım dirilt, inzivâ eyleme!

Ey görklü sevgili, sana geldim, başka çârem yok!
Dil-hûn oldu gönül hânem, yetiş, aşka çârem yok!
On sekiz bin âlem içre hükmün hazır, nâzırsın
Zafer ve yenilgiler sendendir, başka yârem yok!

II.
Cihan içre her bir köşe, sızlayan ol yara ben
Yüreğimi meczûbane kul eyledim yâre ben
Ten ve canda uykusuzum, seni terki terk eyledim
Heybetine tutunarak yürürüm ağyâra ben

Ab-ı hayat olan yolun ruhumun usâresi
Âyet ayet ferahlığım, gönlümün mah-pâresi
Kahır damlayan zamana kuşku otağın kurmuş
Katından emrinle gelir her bir derdin çâresi

Cem eyle dağılan yanım, hâlim görüp inler su
Nefesimde aşk yanığı, gel ki seni dinler su
İyilerin meclisinden bir katre bakış gönder
Kurumadan gönül gözem belki gökten iner su

Yüreğimde yoğunluğum ırmaklar kadar kavi
Hüznüm ile buluşunca birbirine müsâvî
Ömür ağacım sarardı, kuvvet ve kudretinden
Güneşinle haber gönder, ruhum dolsun masmavi

Bin ömrüm olsa feda yoluna, sâbit kıl beni!
Nefsime râm eyleme, tutamaz akıl beni!
Bağımıza dadandı, Ebrehe’nin sürüleri
Ebabiller kanadında taşısın çakıl beni!

Feryâdımın defterin dür, dilimizden al Rabbim!
Bilmediğin hiçbir an yok, yâdımızda kal Rabbim!
Biz biçâre kullarınız, bu âhvalde neyleriz?
Ufkumuza gülümseyen çağlalarını sal Rabbim!

III.
Hayırhah olan bir ömrü lütfunla murad eyle!
Gurbetime vuslat gerek, gönlüm bermurad eyle!
Gün yüzünü çevirmeden içimin dağlarından
Kabrimi nârın yutmadan; nûrunla sırât eyle!

Hakk kelâmın omuzlayan kalbim, zâkirin eyle!
Cân susana değin Rezzâkımsın, fakirin eyle!
Toprağımın mevsimleri tebessümüne muhtaç
Lisân-ı hâlimle kapındayım, tezkirin eyle!

Kûtsiyet sahibisin, karalığımız ak eyle!
Nefis dur durak bilmez, arındırarak pâk eyle!
Şekvâ edemem, kırık zamanlar kapımız tutan
Hidâyetin yetiştirip yollarımız Hakk eyle!

Mühürleyip yüreğimi fısk fücûrdan men eyle!
Gönül Kâbe kapısıdır, ruhum ona ten eyle!
Ey Hakîm-î mutlak olan! Sen bilirsin; ben bilmem?
Önüm açmak sana kolay, muştulayıp şen eyle!

İman kuşağım berk kılıp bahtıma razı eyle!
Muhabbet şavkınla doldur, silinmez yazı eyle!
Gül kokulu dualarla isyanım koğ dilimden
Dâvudî bir sesle donat, Hakk’ın avazı eyle!

Eman ol bana, istikametim küşâd eyle!
Dirâyet ver, uğrunda hakîkâtli kürşâd eyle!
Ey sevgili! Yüreğimin muştugâhı isminle
Salâh-ı hâl üzre kıl beni, ruhum irşâd eyle!

Son söz:
Muhabbet mülkünde boldur, payımıza eyvallah!
Davan için saf bağlamış sayımıza eyvallah!
Doğurmadın, doğrulmadın, fakrımızın sahibi
Zihnimize vasıl olan Hayy’ımıza eyvallah!