Sevdamı kıskanma demli çayım
Kül tablam kırmızı perdem, çiçekli yatak örtüm
O beni çok seviyor.
Gözlerini kırpma minik kedim
Gelecek bu gece… hazır yerin
Sen mutfaktaki minderinde yatacaksın
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
AŞk
Bir gece caldi kapimi
ask
Beni icine aldi ask
Yüregimden martilar ucurdum
göklere
Beni ben yapti ask
Dünya dursundu,dünya dönsün
ne farkeder
Bulutlarin üzerinde geziyordum
Askimin yagmurlariyla yikaniyor
Her gün yeniden,
günes gibi doguyordum
Bir gün terketti beni ask
Sonsuz karanliga itti beni ask
Ucurdugum martilar birer,birer düstü
yüregime
Bir aci olup yerlesti gözlerime ask.....
MıSRa
Ah aşk Perinur Hanımcım vurdumu nasıl vuruyor ..Önce soldan vuruyor sonrası ne sağı ne solu ne ortası kalıyor her hücrene dağılıyor..Çok güzel bir şiir emeğinize kaleminize ve en önemlisi o güzel yüreğinize sağlık...Sizi seviyorum....Sevgilerimle
ADıN YaĞDı KiRPiKLeRiNe BU KaDıNıN
Yine gözlerimde sen vardın,
sabah yüzüme carpiyordu sevdanın
dalgaları,
dokunduğum herşey sen oluyordu.
Üşüyen bedenimi ısıtıyordu
sıcaklığın,
hep seni taşıyor gibiydim koynumda,
sendin adı sevdamın..
sendin kahramanı aşkımın
Rüzgarlar getirdi kokunu her nefes alışımda döndü
başım
öpücüklerin geldi kuşların kanatlarında
dudaklarından,
hasretini tattım
sevdanı getirdi bulutlar kacmak istemedim,sırılsıklam
ıslandım
Içsem damla damla dudaklarından aşkın tadını diyorum
seni seviyorum
çeksem kokunu doya doya nefes olsan içime
ateş olup yansan heryerimde
sürsem seni merhem olsan tenime
seni istiyorum
sevda olup aksan her bir hücreme
seriversen yüreğini yüreğime
seni bekliyorum
gelde son ver sana olan hasretime
bıraktım yüreğimi ellerine
adın yagdı kirpiklerine bu kadının,
Yine bu sabah
yağdı yüreğine hasretin
yağdı gözlerine yağmurların
yaşlar olup aktın
yağdı sensizliğin
yağdı hasretin
santim santim büyüdü özlemin
damla damla yüreğine düştün
büyüdün göl oldun okyanus oldun
ateşler olup yüreğini dağladın
her nefesinde sen vardın
bitmeyen sevdasısın bu kadının
seni hala seviyorum adamim
MıSRa
Onla günüm mutlu oyun
Yoksa canım talan soygun
Bu nazdan perin sana vurgun
Onu çok sevdiğimi dünden biliyor
Görüp de kendi kendime gülüşümü
Kıskanma bizi odamdaki aynam
Kırmızdan renk olur sevdam
Dudaktaki al kiraza denk
Vurdu mu aşk işte böyle soldan vuruyor
VURGUN GİBİ ŞİİR!!!! Yalnız İzmir mi?? her şehri ağlatır müziğiyle ..yine çok çok güzeldi..yüreğinize sağlık...
Sevdanın sıcaklığı soldan girer. hasretin ağrısıda sol yandan başlar.
Kıskanılacak sevdaları yaşamak güzel
Kutlarım
Saygılarımla
Şiirinizin başlığı ile birlikte zaten önce sol tarafını şöyle bir yokluyor okurunuz...
Ve sonra, odasının içindekileri, pencerenin dışındakileri şöyle bir tarıyor gözleri ile . Gördüğü herşeyde 'ben buradayım' diyen sevgili ile birlikte ...
Kutluyorum güzel şiirinizi, emeğinizi, şiir yüreğinizi, saygı ile ...
Bu şiir ile ilgili 5 tane yorum bulunmakta