Yağmur bulutları gibi kabarıyor içimde,
Ayaza kesmiş sabahlar.
Çakıl taşlarını topladım,yığıldım.
Beethoven'in bilmem kaçıncı senfonisi uyandıramadı beni.
Meşin bir kırbaç şakladı sonra,
Sarsıldım.
Dört nala atlılar geçiyordu,
Yıldızlar,önüne katılmış,
Tozu toprağı yutmuş ayın kulağına fısıldadığım masal
Geceleri sarhoş etmiş meğer!
Geceler bilmiyor artık yaraya neşter nasıl vurulur.
Bu derin kesikler boşuna değil,
Suya gömüldüğüm gün ahtapotlar sarıldı saçlarıma,
Yosunların zehirini içtim.
Yerin bilmem kaç kat derinliğinde ki magmaları koydular yüreğime
Korun rengine büründüm.
Binbeşyüz sene yandım Hindistan'da bir tapınakta,
Küllerimi toplayıp Ganj Nehri'ne savurmadılar.
Kafatasımı vurup,parçalamışlar;
Sana bulanmış kemiklerimin artan bir avuç tozuyla,
Kuzeyde bir şehrin ıslak kaldırımlarından geçtim ağır aksak,
Hırçın dalgalara savruldum;
Hiç kimse yüzme biliyor musun diye sormadı.
Oysa rüzgar alıp götürüyordu tutsak gündüzleri,
Dalgaların yorduğu bir vapurun tuzlu ağzından içiyordum
Bütün şiirlerimi.
Ellerim sana uzanıyordu hiç durmadan.
Ellerim seni biliyordu.
Bu yüzden vurdular bir kartalın gözleri önünde.
Aşk,acıyla yaşıyordu
Ve ben hiç durmadan büyüyordum...
(İstanbul - 11 Eylül 2009)
Nazmiye KayarKayıt Tarihi : 11.9.2009 14:08:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Hiç kimse yüzme biliyor musun diye sormadı....
oysa sevgili biliyordu yüzemediğimi :(
Yağmur bulutları gibi kabarıyor içimde,
Ayaza kesmiş sabahlar.
Çakıl taşlarını topladım,yığıldım.
Beethoven'in bilmem kaçıncı senfonisi uyandıramadı beni.
Meşin bir kırbaç şakladı sonra,
Sarsıldım.
Dört nala atlılar geçiyordu,
Yıldızlar,önüne katılmış,
Tozu toprağı yutmuş ayın kulağına fısıldadığım masal
Geceleri sarhoş etmiş meğer!
Geceler bilmiyor artık yaraya neşter nasıl vurulur.
Bu derin kesikler boşuna değil,
Suya gömüldüğüm gün ahtapotlar sarıldı saçlarıma,
Yosunların zehirini içtim.
Yerin bilmem kaç kat derinliğinde ki magmaları koydular yüreğime
Korun rengine büründüm.
Binbeşyüz sene yandım Hindistan'da bir tapınakta,
Küllerimi toplayıp Ganj Nehri'ne savurmadılar.
Kafatasımı vurup,parçalamışlar;
Sana bulanmış kemiklerimin artan bir avuç tozuyla,
Kuzeyde bir şehrin ıslak kaldırımlarından geçtim ağır aksak,
Hırçın dalgalara savruldum;
Hiç kimse yüzme biliyor musun diye sormadı.
Oysa rüzgar alıp götürüyordu tutsak gündüzleri,
Dalgaların yorduğu bir vapurun tuzlu ağzından içiyordum
Bütün şiirlerimi.
Ellerim sana uzanıyordu hiç durmadan.
Ellerim seni biliyordu.
Bu yüzden vurdular bir kartalın gözleri önünde.
Aşk,acıyla yaşıyordu
Ve ben hiç durmadan büyüyordum...
(İstanbul - 11 Eylül 2009)
Nazmiye Kayar
nazmiye hanım ;
o sevgiliye hasret bağlamında aşkımızı ve
sevdamızı anlatan mükemmel çalışmanızı beğenerek okudum..
kutlarım saygın kaleminizi..tam puan 10..akçaydan selam ve saygılarımla...ibrahim
anlamı anlatımı ve dili ile başarılı bir çalışma...
kutluyorum...
TÜM YORUMLAR (5)