kuşatılmışlığın gölgesinde yaşanır aşk
yargılar bulutlar yağmur çiselerini
bilenir ihanetlere en keskin ağızlı bıçaklar
sivrilir sonra divit uçları
soyunur seni yazmalara,
yağız atların nal seslerinde saklı öykünü
ve kar yangınlarında yitik ezgini…
kan kızılıdır şimdi vakit
saatler de şaşırmıştır zamanı
gecenin en çekilmez vaktinde çoğalır sorular
ey sevgili!
ak ellerimin karası
alnımda kıvrım kıvrım uçurumlar senin olsun
senin olsun yağmalanmış gülüşüm
bu şehir,
ve bu şehrin öksüz çocukları…
ki yalın ayak
göz bebekleri aç aşa-ekmeğe
dahası,
yeni ağıtlar doğurtmakta şimdi gece
senin olsun yaşamamışlığım
ve de utanmışlığım …
hasreti takvimlere sığmayan sevgili,
aşk mıydı o ellerime bulaşan kir
halbuki aşklarda sınanır ömrümüz
canhıraş bir çığlık sonrası
en güzel sesimle mahcup
yok bir türküm söylenecek
kara sevda derler adına
can ve düş talan,yağma
dokunmayın hiç
bütün iklimler kırgın bana
uzanmış kömür gözlerin hüznüm boyunca
uzanmış da azmış yaralarım
ardından aksi yansımış, kapkara
bakamam bilirsin
sessizliğin vurur sesimin yalımına
Kayıt Tarihi : 3.7.2012 16:58:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!