İranlı şair Şirazi der ki : “aşka uçma kanatların yanar.” ,
Mevlana der ki : “aşka uçmadıktan sonra kanat neye yarar ?”,
Yunus Emre der ki : “aşka uçtuktan sonra kanadı kim arar…”
Haktan birisi de der ki: “âşık olmadıysan kanat sende ne arar?”
tozlu bir şemsiye durur
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
Devamını Oku
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
Ne güzeldi okumak. Adı üstünde *aşk ve kanat nasıl da birbirini tamamlar.
Aşk bu, insanı kanatlandırır.... Yeri gelir, kanatlarını kırar .... Bunu göze almıyorsak , kanatlanmak niye.? diyesim geldi. Zaten şiir de bunu söylüyor acı çekmek , hasret çekmek de aşka dair diyerek.
Baştan ayağa aşkı anlatıyor şiir, tabii ki bunun adı aşk ...
Güzeldi okumak. Kaleminiz hep yazsın canım arkadaşım.Yüreğinize sağlık. Kocaman sevgiler , selamlar size. Varlığınıza teşekkürler.
Her insan yaşadığı duygularıyla ya da tecrübeleriyle tanımlar aşkı, ki siz de şiirde baştan sona o duyguyu verip yaşanılanın aşk olduğunu sorusuyla ve cevabiyla veriyorsunuz okura..
Çok guzel bir şiir Naime Hocam..Yüreğinize sağlık..
Sevgilerimle.
Her insan yaşadığı duygularıyla ya da tecrübeleriyle tanımlar aşkı, ki siz de şiirde baştan sona o duyguyu verip yaşanılanın aşk olduğunu sorusuyla ve cevabiyla veriyorsunuz okura..
Çok guzel bir şiir Naime Hocam..Yüreğinize sağlık..
Sevgilerimle.
Şiir bahanem…
Sözlerimin ne kadarı şiire uğrar bilmiyorum ama bugün dertleşmeye geldim…
Hepsi çok güzel, hepsi doğru söylemiş…
Ama “aşk” sadece kanatlarımız olmasını mı beklemek?
Ya o kanatları, bir ucuna hiçliğimizi de takarak “sevdim” dediğimize vermek zorunda kalırsak…
Aşk'tan beklentimiz ne ki bizim Sultanım?
Yanımızda olması,
Sesini duymamız,
Dokunabilmemiz mi?
Ya bunlara sahip değilsek…
Eğer bunlara sahip değilsek, “aşk” uzak mıdır bize?
Her şeyden önce bizim din kardeşimiz değil midir “aşk”?
Bütün bu sorularımı bana sorarsan eğer;
Son iki yıl öncesine kadar; acının, hüznün, soğukluğun, karanlığın, çaresizliğin ve boşluğa savurduğum sözlerin adıydı…
Her gece o Canı-ı Cihan’ımın “asla okumayacağını” bildiğim halde sayfalarca “Bu Kaçıncı Mektubum Bilmem Ki Sana’ydı” benim için…
Gündüzleri ise duvarlar örmek, sonra o ördüğüm duvarları hayallerimi allayıp pullayarak bir anahtarın ucuna… Ve sonra o hayallerimi de satar oldum o anahtarın ucunda…
Ama sorma; karşımdaki o insanların gözlerindeki mutluluğun benim için ne demek olduğunu…
Tüm bu anlattıklarımla gelmek istediğim bir şey var…
Ben bunca yalnız yaşadığımı düşünsem de, hep yanı başımdaymış “aşk”…
Birine onu sevdiğini hissettirmek için, illa ve illa ki yanında, yanımızda olması gerekmediğini öğrendim…
Çoğunu, hatta benim kaçırdığım kısımlarını da biliyorsun hikâyemin…
Şimdi sen söyle “annem” gibi sevdiğim “yüreği güzel” kadın…
Her zaman ve her yerde yanı başımda değil miymiş “aşk”…
Ve hepimiz için öyle değil mi?
Aslında hepimiz “şahane” masalların sahibi değil miyiz?
Bunun için başkalarının masallarına bakmak yerine, hemen yanımıza, yanı başımıza bakmamız…
Ve her “üşüdüğümüzde” bir aynanın karşına geçip sağ elimizi sol göğsümüzün altına koymamız yeter de artar bize, öyle değil mi?
Mektuptan dönme şiirime gelmiş, övmüş yüceltmişsin yine… Teşekkür ederim…
**
Kanıyor
Kanıyorum
Şimdilerde geçtiğim bu sokaklar gibiyim
Issız
Dilsiz
Ve sessiz…
Her köşe başına benden bir parça saklanıyor
İsimsiz
Sahipsiz
Ve kimsesiz…
İnce bir sızı süzülüyor gözlerimden kalbime
Hissiz
Beklentisiz
Ve demsiz…
Yıpratılmış bu kalbe sığmıyor ki sevgim gibi yalnızlığım
Dilsiz
Dudaksız
Ve sözsüz…
Bir an geliyor, ikisini birden özgür bıraksam diyorum
Sensiz
Bensiz
Ve bizsiz…
Bir enkaz yığını oluveriyor o an yüreğim
Ürkek
Korkak
Ve kırık…
Bu korkunun feryatları siniyor yavaş yavaş bedenime
Titrek
Uyuşuk tedirgin
Ve soğuk…
/...................../
Hissetmiyorum, uyuştu ellerim, çok korkuyorum
Sanık burada
Sorgu burada
Hâkim burada
Sen sustuğum zaman dünya da susuyor bir anda
Gürültü burada
Görüntü burada
Çığlık burada…
Ne çare dönmez oldu artık bu dil
Şiir burada
Şarkı burada
Söz burada…
El sürmesin gayrı Lokman hekim yarama
Cellat burada
Ferman burada
Azrail burada…
Birleştiremedim dağıldıkça dağıldı hayallerim
Ezik burada
Engel burada
Emanet burada…
Yine de açtığın yaralarla sarıyorum bu yüreği
Ayaz burada
Acı burada
Ah burada…
Bak, işte yine küçüldükçe küçüldü odam
Aşk burada
Aşık burada
Can burada
Şimdilerde farklı bir sen var düşlerimde
Kar burada
Fırtına burada
Don burada...
Ne olur seni sevmem olmasın bu acının nedeni
Sensizliğim burada
Bensizliğim burada
Hiçliğim burada…
Sana ait değil artık döktüğüm bunca gözyaşı
Dilek burada
Murat burada
Umut burada…
Hangi yaramı hangisiyle sarsam bilmiyorum
Can burada
Canan burada
Gül-i zar burada… 22.12.'17
Nicelerine inşallah…
Sevgiler sana… Yüreğimden… Yüreğimce... Yüreğince…
Baştan sona sürükleyici bir şiir...Ve sonunda bir final sorusu var;
Sınavdan yeni çıktım ya,
bir sınav sorusu gibi algıladım soruyu ve cevap veriyorum..."Elbette ki Aşk..."
Tebrikler öğretmenim kutluyorum şiirinizi ve şiir yüreğinizi...
Sevgilerimle...
Sözde soruya değin akıyor şiir.Finalde böyle bir beklentiye koşullanıyor okur.Aslında '...değil de ne?' derken bal gibi biliyor bu neden'i..Sevi'nin ortaya konulmasında çok değişik yönler/yöntemler vardır.Küçük görüntüler ve detaylar etrafında ilişkilendiriyor yaşamları Şair.Sonra da üzünçleri daha da somutluyor.Zaten şairin işi değil midir ele aldığı konuyu değişik düzende şiirleştirmek.Sevi'nin boyutlarının büyüklüğünü göstermek de bunlara dahildir..Yaşamanın her koşulda bir çağrışım üreteceğini 'kanat' metaforuyla aşk üzerinden dizelerinde vurgulayan Değerli Öğretmenim Özeren'i kutluyorum...
Nicelerine.Erdemle.
Yokluğunda
Deniz arsız, ay sabırsız
Seni soruyorlar biteviye
Rüzgâra sor, yağmura sor diyorum
Bak ben de bekliyorum özlemle…
Bir bilene sormak istiyorum;
Bunun adı aşk değilse ne?... yürek sesin daim olsun bunun adı aşk hemde kör kütük aşk efendim
Bu şiir ile ilgili 7 tane yorum bulunmakta