Puslu şafaklarda ne Tahirler görmüşüm Zührelerini kaybetmiş, ne Zühreler görmüşüm Tahir'den bîhaber. Kir tutmayan aşkı lekelemiş yürekleri. Cellât olup vurmuşlar keskiyi aşkın en narin yerine. Sonra silmişler ellerini kirli sûretlerine. Aşktan akan kanı ise, toprak emmiş. Öyle sinmiş ki aşk toprağa, hiç beklenmedik bir an baş vermiş. Rengi kan rengi, tutması zor dikenlerle
çevrili bir çiçekmiş boy veren göğe. O günden sonraysa aşkın adı gül, gülün adı aşk olmuş bilene bilmeyene. Ve yalnızca gerçekten âşık yürekler tutabilmişler onu avuç içlerinde. Kendisini kanatanıysa, o dakika tanırmış gül içende hissettiği tek bir ürpertiyle. Dokunamazmış ona aşkta kirli kimse. Kanarmış kanatırmış kirli avuçları
Peki, öyle ise söylesenize;
Şimdi ben avuçlarımda can bulan gülleremi inanayım, yoksa yâr için çarpan yâre hasret yüreğimin güle olan öfkesinimi sorgulayayım.
Yüreğim derki özüne: eğer gül avuç içlerinde hayat buluyor ise, söylesene bana o zaman sevdiğin nerede?
Güle döndüğümde ise, gül bakar gözlerime ve der ki:' sevdiğin içinde, her hücrende. O yüzden kanamadım senin ellerinde.'
Sonra susar yüreğim.
Yüreğim mahcûp güle, öfkelii öfkelerine. Ve her şeyden sıyrılıp tekrar bakınca kendisine, görür ki sevgili içinde. öyleki ellerinin dokunduğu, gözlerinin değdiği her yerde.
İşte bundan sonra öğrendi deli yüreğim:
aşk her ne kadar iki kişilik olsa bile; sevdayı büyütmek, sevdada tam olabilmek için ille de gerek yokmuş diğerine. Gerek yokmuş sevgiliye olan inancından başka hiç bir şeye...
Kayıt Tarihi : 13.9.2010 13:50:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

aşk her ne kadar iki kişilik olsa bile; sevdayı büyütmek, sevdada tam olabilmek için ille de gerek yokmuş diğerine. Gerek yokmuş sevgiliye olan inancından başka hiç bir şeye...
..
aynen öyle dost...
başarılarınızın devamnı dilerim.
saygılarımla,,
TÜM YORUMLAR (6)