Aşkın Nihal’ine
Çağdaş Bir Seyr-ü Sülûk Risalesi
1. Makam: Nefs-i Emmare – İsyanın Bedeni
Ey Nihal!
Senin için değil,
Seninle birlikte yürüyorum bu yokuşu.
Omzumda taş değil,
Senin hayalinin ağırlığı var.
Her sabah yeni bir gece doğuyor içime,
Bütün yollar sana kaçış,
Her yokuş, senin varlığına isyan.
2. Makam: Nefs-i Levvâme – Kendini Yargılayan
Nihal, ey Nihal!
Gözlerim geceye dönük,
İçim senin sabahını arıyor.
"Niçin?" diyorum her adımda,
Cevap yok, sadece pişmanlık.
Suçlu sensin değil,
Onu sevdiğim için kendime kızgınım.
3. Makam: Nefs-i Mülhime – İçsel Kıpırtılar
Bir sabah, senin adın düştü dudağıma,
"Kendini seviyorsun aslında," dedi taş.
Sarsıldım.
Sen aynı sen, ama bakışım değişti.
İçimde kuşlar kanat çırptı,
Senin adın bir ilham oldu.
4. Makam: Nefs-i Mutmainne – Huzurun İlk Tadımı
Artık sen değilsin yüküm,
Kendimim, seninle barışık.
Her adım bir secdeye dönüştü,
Sen artık yol değil, anlam oldun.
Dışımda rüzgâr, içimde sükût,
Kalp tüy gibi hafif.
5. Makam: Nefs-i Râzıye – Gönüllü Kabulleniş
Razıyım artık senin ağırlığına,
Çünkü sen bana benliğimi öğrettin.
Kabul, bir sonsuzluğun anahtarı,
Ve sen, onun kilidiydin.
Yol bitmez,
Ama yürüyüş artık şikâyet değil,
Senin adına yazılmış bir ilahidir.
6. Makam: Nefs-i Mardiyye – Hoşnut Edilmiş Ruh
Gök bile bakar şimdi senin yükselişine,
Çünkü seni ben değil, aşk taşır.
Ben yürümem,
Yürüyüş benden olur seninle.
Sen değil vuslatın bedeli,
Yol değil sınavın özü,
Hepsi O’nun bir tebessümü,
Ben ise o gülüşte silinen bir gölge.
7. Makam: Nefs-i Sâfiye – Berraklıkta Kayboluş
Ayna oldum sende,
Sen ayna oldun bana.
İç içe geçti varlık,
Artık ben yokum, senin bakışın var.
Senin şeklin ben oldu,
Benim sesim senin susuşun.
8. Makam: Nefs-i Kâmile – Yolculuğun Tamamlanışı
Olgun meyve gibi düştüm toprağa,
Sen de düştün, ama bu düşüş yükselişti.
Artık senlik nedir bilmem,
Bilmek değil, seninle olmak gerekirmiş, anladım.
Nihal artık mit değil,
Mürşidimdir yolun izinde.
9. Makam: Nefs-i Zâkiye – Tertemiz Nefis
Hiçlik giyindim kendime,
Sen diye bir şey kalmadı.
Sadece aşk var,
O da benliksiz bir varlık gibi saf ve sessiz.
Yürümek bile bir niyetti,
Şimdi niyet bile yok.
Sen yuvarlanmazsın artık,
Sen artık kendi döngünde Allah’ı zikredersin.
VAHDET MAKAMLARI
10. Makam: Fenâ Fillâh – Allah’ta Yok Oluş
Bir rüzgâr değil, rüzgârın kendisiyim,
Yürüyen ben değilim, seninle yürüyüşün kendisiyim.
Sen düşünce düşmüyorsun, ben yere varmadan eğilmişim,
Yol da benmişim, yük de ben, varan da benmişim.
Benliğim bir cümleydi, Tanrı onu susturdu,
"Sen" demek artık haram oldu, çünkü "O" buydu.
11. Makam: Bekâ Billâh – Allah ile Kalmak
Yok oldum ve şimdi varım: ne muazzam sır,
O’nunla bakarım her geceye, her sabah ışığına.
Sen hâlâ yürürsün, ama artık ben değilim,
Ben artık O’nun bakışıyla seyredilen bir hayalim.
Bir nehir gibi akarım kendi sessizliğimden,
Bir şarkı olurum, okunmam ama dinlenirim.
12. Makam: Vahdet – Birlik
Seninle secde eden tüm kâinat şimdi,
Dağ da, ağaç da, yıldız da bendeki izdi.
Her kalp bir secdeymiş varlık aynasında.
Birlik ne güzel sır: ne iki var, ne bir,
Ne çoğulukta boğulmak, ne hiçlikte gizlenmek.
Ben O’yum, O da ben değil;
Çünkü "ben" artık sadece bir yel, bir gül, bir delil.
SONSUZLUK MAKAMI: SÜKÛT
Söz bittiği yerde başlar secde.
Ve secde, artık ne düşüş ne yükseliştir.
Senin yürüdüğün her an,
İçimde bir dua yanar.
Dua, ‘O’ olmadan var olan her şeyin yorgunluğudur.
Ve ancak seninle biter.
Dünya Yükünün Hamalı
Kayıt Tarihi : 1.8.2025 08:27:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!