----------------------------------------
Yıkıldı dünyam bendeki sultan kim? çağladıkça dua dua bendimi yıkan.
Dilim hasta kalbim uyanık aklıma nazar eyleyen hangi peygamber.
Handan hu ya beni ısmarlayan hangi evliya.
Şahı cihan uryan ken makamında.
Toprağıma kim ekti nerde benimde hüsni ameliminde seni! .
Derleniyor varlığım hüner değil ibadetlerim enginliğim layık mıdır salike.
Hüner değil aldığım himmetler kurtardığım canlar bir kulu sevmem bile.
Şahidi gül olan bülbülün derdinide versen yine razı değıl gayrım.
Yansımam gölgeme kibru ucb ile sızı sızı.
Uyanmıyorum dünyada uyutuyor hz esmanda nedendir.
Zikrim hak değil bu kadar çok kulun var dünyada ben niye küskün gözle gördügüm vücud.
Fani alayıkdan ali ol dedin şükrüm yok kulluğum
Arayışları ışıklarını ben söndürürüm kokun sinerken.
Yorulduklarım arasında günahlarım koynumda yatıyorum.
Bir yola gitmek senden gayrıya rağbetse nehlinden zuhurum ademce.
Kemal-i zührede işte biz hz beşer küntü kenz esrarında zevkü safadadır.
Karanlığın içinde her şeye yabancı kapılarım kapalı dualara.
Aşk dedikleri doğruysa hızır gibi ab-ı hayat içmeliyim.
Alıştıklarımız şevk-ü muhabbet dünyaya sıkışıp kaldıkça.
Sırrında safa umman görmedim hangi dağı aşıyorsam.
Her halimiz sessiz eşkıya, ağırlanan dünyada mutlu oldunuz mu? .
Nefse bir dem gerek çoban yıldızı seyrinde engin bakışla keremle lütfet bize de nikabı.
Gönlümü fena visalinden buldur bir tat.
Vasıl olsun nedenler sırrı ev edna, git dediklerine gitmedim mi,
Bir tufan sonrası çıkacak omurgasız fosillerimiz.
Acıları unutan dünya sakinleriyiz, yeniden lavlanacak insan yüreğine yolculuk.
Ölüm korkusunun öldüğü berduşlukta sevgi ve öfke duaların izini sürecek.
Derdin nedir diye sorulduğu vakitte karşı karşıya gelir zevk-ü sebeplerimiz.
Merceğindeki gönül yuvası tek gösterimlik bir oyunun itirafıdır.
Hissedilen aşkın sona ermediği duygusal devrimlerde gerçeği sorguluyor.
Meğer aşık olduğuna önemsenen yaşadığımız korkunç yıkımlar aşılamayan rüyamızda.
Uyuyakalmışım göğsünde senin yanında uyanınca düşündüm.
Vücuduna sarılmışken düşündüm çok şey verenler arasında herşeyim oldun.
Sıklıkla gözlerimiz uykuya dalmadan sözümdün konuştuğumda dualarımla
Boğazıma düğümlenenler hakkını helal etmez dar dünyada.
Sende sanarsın şirinin Ferhat-ı beni şevk ile cem ettirirsin dünyayı.
Artık anladım derman illerinde umman enginliğime.
Sadıkın muradıdır zira yaşattıkların,oysa ben hala kul değilim ruhu ariflere yollarsın.
Verdiğin akıl yetmez kullarına sen arz-ı niyazda sahrayı aşka fetva verdirirsin.
Büyüt istersen bir kulunda sahbay-ı aşkı ben seyreder çoban gibi gezerim zikirle.
Verdiğin her şeyi sevdim kendime bile darılmadım günah işlerken
Nihan anı basiret den ihsan eyle bir gün koyup gideyim toklar arasından açlığımla.
Sensin kadir gönül dostuna pervaz özüm.
İstemem ki zaten alan sen veren sen talibim fenaya yol ver
Ne gördün yolcu ölümü düşündüğünde! Seni ele veren neydi bir avuç toprağa.
Bir çift sırda açıldı perdelerinde gözlerim kapanıyor yüzüne bakamıyorum
Eremediklerin sessiz düşünüyordu yağmurla mayalandıkça süzülüyordu bedenin.
Hareketsiz düşünüyordun rüyanda güneş altında.
Yarın gelmeyecek dün sanki hiç yoktu oyalanıyordun.
Geri dönüş yok korku neden? Söyleyecek sözünmü kaldı.
Yoksul bir beyaza sarmışlar fark etmeden düşlerinde bedenin gibi.
Akşam doğru toplanır unuttuklarını hatırlatır fısıldayanlar
böcekler kuşlar uykuya başlayınca sabahın alacakaranlığına kadar uyanık kalırsın.
Bu adamı ne zaman görsem benimle konuştuklarında öldükçe yüreğim yanıyor.
Ölümü düşündüğünde mezar taşın olmasın yattığın yeri belirten dualar
Bu sözler kendimize tanıklık eder, daha derinlerde yatan bize ulaşmak için.
Mülteci olmuş sevgiyi tesadüfte olsa bulmak için.
Geri dönerek viran olmuşları hatırlamak için değil.
Göçmenin inanılmaz yolculuğunu hatırlamak için.
Göze çarpan gururumuza inat. Fotoğraflarda ölümsüz uyanışlarda söyleyemediklerimiz.
Gizlidir iç göçümüz söylenmeze,önemsenip eksik kalmışın sesi özlenen.
Hesaplaşan yoksulluğun bir yaklaşımı bize.
Açıklanamaz tanımlandıkça indirgenerek okunanlar.
Vaz geçilmeyen kararlarla odaklanan adamın biri çıkar yeşerenler arasından.
Üzerimizde anılması gereken önemli bir test yükü yangınlarımız.
Bir süprizdir dilimiz yoksuldur geride unutulmuş.
Hazımsızlığımız hayatta neyi keşfedeceğini merak ediyor
Duyguların devrimi her şeye rağmen devam ediyor çarpışan yanlarımızla.
Önce nefret ettiğimiz sonra hoşumuza gidenlerde aklımız fikrimiz.
Merak konusu en sıra dışı ziyaret edemediklerimiz
Ekmek kavgası gibi buluşmalar avare yıllarla isyanımız.
Hemen bizden önce karakalem suretimiz seyahate çıkmış.
Yatıp kalmışım çabucak uyumuşum.
Azıcık boynundan azıcık teninin kokusundan duyduklarımla.
Budur bana öğretilen biliyorum hiç bir zaman açıklayamam.
Bu manadaki gurur kaynağımla dua ediyorum aşkın beni baştan çıkarsın diye.
Hüzne karşı bir duruştur konukluğum, dualarını ağırlıyor bedenim.
Harmanlandıkça neler oldu bana, benim kalbimdesin
Sınırlı kalmadığın için alabildiğine özgür ve eşsiz sonunda bütün arzum aşk.
İlham kaynağı oluşun dualarımda hayata geri dönmeyi başardı.
İnanmaktan vazgeçmeyen varım yoğumun eriyip yoğrulduğu sevdiğimsin.
Geniş çaplı yön veren bana dualarınla hayata karşı aşkla baştan çıkaransın.
Ser sebil kıyısından, esmanın nurundan,
Feleğin katından dostun kapısından kiminle dersen dualarınlasın
Niye o var, bu yok? Çok azının arasında hangi noktam yenilenen.
Tehlike çanları neyi sunmuş bize yasak meyveden.
Gerçeklik can çekişir dualarımda. Niçin yok olanlar merak ediliyor.
Soruşturduklarımız çok uzuncadır. Devralmak o kadar zor gelir.
Var olan bize yansıtmadıklarımızın dedikodusunu yapar yalnızlarımız.
Belirtemediklerimizle kafa karıştırır emek isteyen duygularımıza.
Farklı yanlarımız hangi yıllığımızda saklı. Beğeni toplayanlar hangi yanımızda.
Eskimemiş bir yapıt vardır. Merak edilen tesellilerle sorgulanır oldu sevgi.
Yapılması gerekenler eşsiz bir düşünce.
Mistik yaşamda hazırlanıyor yalnızlıklar,en uç örnekleri habersiz sandıklarımızda saklananlar..
Ben olgusuyla hesaplaşmalar yansıması içinde barındırır.
Kendim ettim kendim buldumlar gelip gittikçe.
Rastlantılar artıyor çokça canlanıyor bazı kesitler,akraba olduğumuz belirginleşir.
Bir sayıklama çarpıcı bir son nefesle örtüşüyor.
Unuttum dediğimiz yalanlar sunuyor çarpışan yanlarımıza
Çarpıcı kaygılarla kanıtlar bugüne dair dünden gelen fotoğraflarımız.
Geceler içinde uyku geçen hayallerle yazıyorum.
Gündoğumuyla vitrinine çıkmış bedenlere huzursuz dizelerim.
Sanki beni konuşturmak için dua ettirir ellerim.
Bir sözcük takılıyor bu vakitte neden ahımı almak için uğraşır.
Tek hecelidir dualarım. Sırrına ermek için uyandım duaya. Uyumuş kalmadım kendime
Bir eski dostu gözler gibi bakıyor resmin. Fırtınasız bir şark akşamı gibi bakışların.
Düşünmek kolay değil. Ama bir garpda yaşanmadı bunca yaşananlar.
körüklenen rüzgarıma bulut oldun. Kuşku yok nasıl bir biz olduğumuz belirgin duada.
Kuşatmış arınmış portresi sevginle yüreğimi.
İrdelenirsin gecelerime içerden bakmaya çalışan gözlerle.
Bir hayatı anlatır hasretin. Hükümranlığını kurarsın sadakatinle bedenime.
Tanımlarken kendine özgü duruşunla sunarsın seni arayışıma.
Aldığın gönlümü yazgısına yakınlığınla benimsersin.
Ruh ikizim olursun. Bu sevginin düşünülmüş nedenleri olmadığı belli.
Toprağımıza farklı ve kendine yakın dualar,nasıl bin muhabbetle bağlanmışsa habersizce
Bir kez daha yorgun uyuyakalmışım seni düşünürken rüyamda.
Bu en büyük varlıkta içine gömülmüşüm. Sessizce süzülmüşsün ruhuma yumuşacık.
Sessizce düşünmüş ılık nefesin sarıldıkça hasretine hareketsiz sıcak bedenin.
Şu aşk yatağında düşündüm sık sık gözyaşlarını.
Uyandığın’dada ıslaktı çok şey veren gözlerin.
Biraz solgunda olsa iyimser ve özveriliydi duaların.
Bilge sestir kendine güvenir gecede konuşmak için.
Hoşgörülü sözün acıydı dolaştın durdun sabaha dek.
Işığın utanmazlıklara inat kendi dilinde konuşur terinde,geceleri nerde yattığım gizli bakışınla aklında.
Nerdeydin dün gelmeden önce hoşça kala uçup giden zamanda gülümsüyorsun.
Yazılmamış dualarda aşkın,
Konuşmayan adamın sıra dışı olma korkusu muhtemelen şiirleri.
Yaşam bir alıntı bazen fuzuli gelsede. Bazı yanları rahatsız etsede.
Bir yanımız konuşmayan adam oluyor. Hatta susabiliyor dilsizleşiyor kelimeler.
Yabancılaşan ve yalnızlaşanlar güzelleme değil.
Susmak yada konuşmamak ayrıntıları barındırır. Kopyası öğreticidir yarınların.
Bir yerde kendi aşırı karşıtımız çıkar. Temalaşan anılar arasından.
Sapasağlam durur önümüzde dünler.
Sözcükler tasarruf eder düşünmeye çağırır sorar sorar ararız.
Söylenecek yeni bir şey yoktur.
Çünkü hiç konuşulmamıştı özetlenenler.
Bencil kaygılara inat özetlenmiştir duayla.
Her şeyden önemlidir dertlerimle dertleşen dizelerim
Her yüreğin harcı değildir, gözbebeği yalılarından inip sevgide öykülenmek.
Yaşanmış hayatları öğrenmektir sadakat,çocuksuluktaki dille sıradanlığı belirgin kılmaktır.
Renkleri gelenekçi hakikilik, argosunu bile ilgi odağı kimliktir.
İçtenlikteki kendine özgü ironisidir,imgeler inanılmazı kıldıkça.
Kör kuyularına duayla merdiven olmaktır dilsiz yüreğine.
Hoşnut etmek sıradan ve olgunlastırır garip şiirlesen duyguyla.
Çocuksuluğu sıra dışılığı içinde barındırır. Kendine özgüdür masal tadında şiirlerim.
Sıraya koymadan dua etmektir, sizdeki yerini merak etmeden.
Ruh durumlarını yansıtarak tutkulu yanlarımıza.
Sevmenin kimliğine bürünerek.,onu görmek için onsuzum
Ölüm gibi aşkta uykuda tek hece söyleyemediklerim arasında okuyamadığımsın.
Hayata hissetmeyi büyütecek kılıyor bak duada tek hece sen gibi.
Bir şey görürüm tek hecelerde. Size sırrını veremesemde garip yalnızlığından akar dua olara
Birden uyuyorsun sendeki dünyanla ama ara sıra geliyorum yanı başına.
Uyku diyorsun uyanınca rüya oluyor tek hecesin hayata.
Yalnızlığın akıl ve vicdan arasına sıkışması deşifre oldun bak kendine.
Uyumaz oldun düş te aşklaşmış, sokaklarını kaplamış dokunamıyorum.
Bir gün mutlaka diyorsun kendine konuştukça büyüdükçe.
Bir hayatın iki hikayesi çıkınca karşına, gülümsersin aşka,düşe ve ölüme.
En eski kentinin sokak lambaları yanar sarıldıklarınla
Sık rastlanan bu üslup tanıklık etmişçesine bakışımıza tomurcuklanırsın
Yöneldim halayıklarına tekine yönelik odaklanışımda incinen aşksın.
Yürekteki konakların ötesinedir dualarım, iz sürüyorum tahlil ettıkçe umit pınarlarını.
Sırları tabiatındadır duaların, kalbi manaya dönüşünce çatıştıklarımızın.
İkametgahı sadakat olur sevgide derinliksiz anlatımların.
Küçük şeyler emsalsiz savrulur. Konakta oturan romantizmde ihtilalcilik başlar.
İlençler yağdırır kelimeler beysoyluluğumuza kafiye kafiye
Bir merhamet manifestosudur deryalarımız, sefilce ölümü anlatır yanlarımız.
Temalaşan ısrarla duran bize, geçip gidenlere inat.
Halayık ansızımız bizi bulur,bir seziş gündem yaratır duayla.
Konağın ötesine geçenler artık susturulamaz. O ihtiyaç yetişen sevgilidir bizde.
Hayatın gizli izlerini sürdürmek son derece zordur.
Özdemi kaldı hakikilik. Dönemediğimiz sinmiş hep rastlantılı evine.
Yabancılaştıkça bize tutunamayan yanlarımız sembolleştikçe yalnızlığa.
Sıkışıp kalan ilginç metaforlarla yüz yüze kalır yanlarımız.
y.ed..02:40..27.12.2008...Engin Demirci
__________________
Kayıt Tarihi : 30.12.2008 18:16:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Sevda demişiz yürek çarpıntısına.
Can demişiz,
Hayat demişiz sevğilinin gelişine.
Bırakalım sevdanın kollarına kendimizi,
Aşkın hamuru mutlulukla yoğrulmuş...
tam tamına on bile az
TÜM YORUMLAR (1)