Acaba? diye sordukça hep kendi kendime
Her sorunun o "acaba'lı" şüphesi...
Donuk Dev bir siyah kapı oluyor...karşımda;
Kendimi ne zaman ki, devamlı
Çıplak suçlu duygular kütlesine koyarsam
Açılıyor, karşıdaki "acaba'lı" kapılar.
O dehşet kapıları açıldıkça
Buhar erimelerinin su oluşlu
İsyanları başlıyor akıl içinde.
Asilikler çılgınca at koşturuyor...
Yorumsuz ve suçlu.
Zaman beyinsel sorgulanmalarım
Tüm yokuş yukarı çıkışlara...
Tüm yokuş aşağı inişlere...
Gereken gerçek noktayı TAKOZ koyabilmek CEVAP.
GÜN IŞIĞI, AŞK AŞIĞI...
Yanıtladıkça etlerime, "sen" menilendiğimi...
Kanıtladıkça kemiklerime, "ben" yenilendiğimi...
O imkânsız görünen, derin hayalî boşluklar
Kendini bütünleyip dolduruyor, CAN oluyor.
Kendi can suçsuzluğumu İspat ettikçe vicdanım,
Açılıyor o ters oyalı kapılar...
Yıkılıyor o ders boyalı duvarlar.!
Yine dönmeye başlıyor aynı Dünya
Yeni doğmaya başlıyor güne o zamanlı Güneş.
Hayat duvarsız bir ufuk bulup yaşıyor
Yürek, nefes alış-verişi mıknatıslı
Bir randıman vardiyasında İşçi......
Yorum yazıyor, can atışlarında her gün huzur.
Ben orada...
Şüpheleri yok eden, kendini bulmuş bir misafir
Rüyâlar, ev sahibim oluyor.;
Sen, içime hayâl doluyorsun yevmiyeli AŞK...
Âşık hayatımı anlatıyor bana yine damarlarım
Yüreğimde hatıralarım bir saray oluyor.
Acaba'lar ise benden uzak çöllerde.........
-Acaba? diye kendine soran başkalarına Serap oluyor.
Ahmet Durgut
Kayıt Tarihi : 6.9.2022 08:54:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Kişisel alanlar özellikle muhafaza edilmelidir ki küçük farklılıklar aşklarının kolonları ve sütunları olarak çitleri ayakta tutsun.
Aksi taktirde aşk kullanılan bir bulaşık bezi haline düçar olur.
Güzel şiirinizi zevkle okudum.
Sayın Durgut... sağlıklı, hayırlı ömürler temenni ederim.
Halit Korkmaz
Naçiz
TÜM YORUMLAR (1)