Kendi kendine sakın konuşma dediğin oldu mu hiç?
Usulca, kendi kendine…
Sakın konuşma dedin mi hiç?
“Konuşursan bitersin” diye bağırdıklarını duydun mu hiç?
İçinden… Usulca… Kendi kendine!
Kendi kendine yok olup gittin mi hiç?
***
Bir sokak lambasının aydınlığı gözlerini kamaştırdı mı hiç?
Zifir karanlıkta, kör edesi bir aydınlıkla sarsıldın mı?
Sarsıldın mı? O aydınlıkla için dışına çıkınca?
Ve kendinden utandın mı; bu son diyerek içinden?
***
Artık kendini kandıramazsın…
Her şey ortaya çıktı.
Seni, sen ele verdin…
Seni, için ihbar etti!
Nereye kaçacaksın ki, artık…
İnsan kendinden kaçamıyor asla!
***
Söyleyebilsen, yalan söyle derdim…
Becerebilsen, yaşanmamış saymanı isterdim…
Kurtulabilsen, koşmanı beklerdim…
Yok sayabilsen… yok daha neler!
***
İyi aşklar, televizyon dizilerinde seyrediliyor…
Kötü adamlar, ekranın arkasından bize haince bakıyorlar…
Bir şarkı anlatıyor en güzel aşkı…
Bir roman kadar olamıyoruz, topumuz sevsek de…
***
Gerçekle yalan birbirine karıştı…
Ve yalan galip geldi.
Çünkü sen, yalancı olup çıkıverdin.
İçin seni ihbar etti.
O sokak lambası çırıl çıplak soydu seni.
Sevebileceğin hiçbir şey yok artık.
Sen, bağıramadığın için… sokak lambası söndü.
Sen karardın…
O karardı…
Artık hiç aydınlanmayacaksınız!
Ne yazık! ! !
Kayıt Tarihi : 9.8.2006 12:19:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
fakat değil mi ki bu (ve diğer) dizeler yazılıyor, değil mi ki insanın kendini zehirlemesine karşılık şiir isyancı bir çığlık olarak sokağa çıkıyor, değil mi ki hala daha SENİ SEVİYORUM diyen yürekler var...
'Bir roman kadar olamıyoruz, topumuz sevsek de…'
romanları geçecek zevdalara gebedir geleceğimiz. kendimizi (okuru) sorgulamaya iten, düşündüren dizeler için...
yürğine sağlık.
dostlukla
TÜM YORUMLAR (1)