Şiirim sana elma şekeri tadıdır;
Al gamze yanakları çatlatan,
Kıtlama hevesle damakta ezilen,
Ağıza kan kırmızı renk ahenk yayılandır.
Ne zülfe ne üzüm karası gözlere yetmez;
Has örgü ipek saçak saçlara dokunur,
Köyün yiğidi nara edip söyler.
Teba dilinde hasbel kâr getirmez;
Eşya tabiyetinden uzak,
Tenha koylarda dalgalarla esip,
Nabıza nabız eşli,
Çiğdem çiçeğine dokunan katredir.
Taze bedene haz,
Derin uykulara kahve hatrı misafirdir.
Köy pazarında gezen nazlı güzel,
Elleri meyve seçen gülenaz peri,
Görenin doyamadığı gülden huri,
Gidenin dönmediği yalancı cennettir.
İlkbahar oyalı kaza yamaçları;
Dilleri mahmur eden dilber,
Göğe dolanan kuşaktır.
Yağmurla yıkanan gerdandır.
Lütfedilen kerimedir, aşkolunan latifedir.
Bir olup özgürleşmektir.
Kalp ile bir olup zafer uğruna,
Gönlü fethetmektir.
Tarihe not satırlara sığmaz edilendir.
Manidar söze hak görülmez,
Darağacı meskeni hicabi sevdakârdır.
Varını yoğunu sebil edendir.
Düşman başına mayhoş sancı;
Aklı yitik, yürek yakandır.
Hem bir olup biri ile çok olma,
Hem var iken hem de yok sanmaktır.
Uslanmaz niyet ile kördüğüm kilit damardır.
Derdime yandığım sen bunca iken;
Yakışık olsa da bu mısralar gıyabına,
Duymazsın avazımı Ne baharım Ne de Bahtım;
Bilirim aşk sana gerekmez...
Kayıt Tarihi : 28.4.2021 01:04:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!