Bul dedi,
Aradım gündüz gece.
Bil dedi,
Taradım sözcük hece.
Ol dedi,
Bu nasıl bir bilmece..?
.
Sır yüklü bulutların taşıdığı yağmur zerresinde; saklı olan hayat ışığının kudreti üzre yemin olsun!
Güneşin altın kaplı renginden nefes almış ve boy boy sıralanmış başağa yemin olsun!
Karanlığın en ücra köşesinden siyahı yıkıp gelen şafağa yemin olsun!
'O' ki 'İkra' lafzıyla cihanı seyre çıkan; cihanı azimüşan olan, en sevgiliye yemin olsun!
Bir zerre-i damladan cihet bulup, vücud olan, vücud üzre mahlukata eşref sıfatı veren, 'nas'a yani insana bakarım sözlerimle... Çünkü gözle bakmanın yanılgısı, sözün tecrübesi karşısında her dem eriyiştedir. Bu yüzden ki; zühreyi dairesinde harutu ve marutu nasıl göğe ulaştırdıysa, Mesih-i İsa'yıda o farzda yükseltmiştir. Geride kalan İncil'e mazhar olmuş havarilerden başka birşey değildi. Bu yüzden sözün kıymeti gözün kıymetinden evladır nazarımızda...
İblisin sözcükleri ki; en büyük silahı oluşken, hakkın maksudu ilahi kudret ile Kur'an' da halk olmuştur. Bu yüzden sözcüklere verilen ehemmiyetin varlığı istisna olamaz. İstisnasız olanında bahanesi katiyen olamaz. Ol sebeptir ki; Arifin sözcükleri zülfikar gibi keskin olmalıdır. Aşık gibi an ve hisse göre değişken temayülde zuhur edemez. Arifin sözü ve niyeti net olur. Aşık gibi dönen çarktaki sözcükler gibi, hissiyata göre anlam bulmaz. Bu yüzden Arif olmak ile Aşık olmak bir değildir.
Ama aşk aynı aşktır...(!)
Kayıt Tarihi : 28.10.2020 15:42:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!