Gözlerin,içinde saklı şarapdan habersiz
Kara bir üzüm tanesi gibi sessiz
Kanatınca ruhunu giz bürüyen bir afyon yada.
Anlaşılan bedenim sensiz ağır gelecek tabiata.
Gidecektin,vakti dolmuştu aşkın
Yan yana çekilmiş bir resmimiz olmadan
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Bir kısır tartışmada geçen adınızı gördüm. Oturdum okudum bir kaç şiiri. Kimin ne dediği, neye benzediği, neden yazıldığı önemli değil. Siz doğru yoldasınız. Pek çok şiire yaptığım yorumlarda kullandığım edebi jargon ne isze nede bana uygun değil.. Şiirlerinizin güzel ve nemrut bir tarafı var. Rahatsız edici.
Börtü böceğe, güzellemeler ve beyitler düzen zihniyetin anlamlandırmasını beklemeyiniz.
Kimilerinin rahatsızlığı bundan. Yeni bir şiir bekliyorum. Umarım kısa sürede yeniden okumak şansımız olur.
gerçekten çok güzel efendim.yüreğinize sağlık.
gidişlerin önlenemediği bir gerçek... Geride kalana sadece güle güle demek kalıyor... Yaşamın gerçeği de bu...
Şahane bir şiir okudum anlamlı. yüreğinize sağlık. Ben duyguları fazla abartan ve yazmayı daha bilmeyen bir garip insan. Sayfama gidip son şiirlerimdeki hataları yazmanızı rica ediyorum. Başarılarınız daim olsun...
Yine yazılan yorumlara dokunmadan geçemeyeceğim.Bu harika şiir on puan almalı ve her okuyandan almalı bence.Ama ne yazık ki ektiğiniz zehir sıçramış gibi bu güzel esere de.Yaşınızı bilmiyorum ama sanırım hayata ve insanlara sevgi ve saygıyla bakma günü;yani büyüme yaşınız gelmiş. Acaba,yaşadığınız acı bir aşkın girdabında içi kararmış ,benlğini ve insanlık değerlerini yitirmiş zavallı bir şairden mi geliyor tüm bu zehirli yorumlar.Acaba ;siz ,hakkında bu kadar yazılmayı bile haketmiyor musunuz????????
Selam Tevfik bey
pes doğrusu.....bunlar şiir değil neşe hanım...siz şiiri ne sanıyorsunuz..şiir ne neşe?'
Bunlar benim şiirime yazdığınız sözler.
Bu sözleri okuyunca şirlerinizi merak edip okudum
evet güzel şiir yazıyorsunuz, fakat hepsinde içinizdeki nefreti kusmuşsunuz. Size gelen ve sizin yazdığınız yorumlara da göz attım, yalnızca kendi şiirlerinizi beğeniyor ve bizlerin yazdıklarını şiir olarak görmüyorsunuz, bu sizin fikriniz saygı duyarım yanlız bu sizin yaptığınız eleştiri değil resmen karalama,ben her türlü eleştiriye açık biriyim bunuda belirtmek isterim. İnsanların emeğine saygı duyulmasından yanayım, bu iyide olabilir kötüde böyle bir dille belirtilmesi hiç de hoş değil.
Saygılar
Çok güzel bir şiir elinize , yüreğinize sağlık. Şiir gibi şiir okumak iyi geliyor ruhuma. Candan tebrik ediyorum.
Gidecektin,vakti dolmuştu aşkın
Yan yana çekilmiş bir resmimiz olmadan
Bir çoban ateşi yakmadan yorgun bedeninde dünyamızın
Üzerinde yerçekimsiz kelebeklerin uçuştugu
Ve yüzünün ortadoğuya benzeyen esmer duruşunda
Ateşle gölgenin,gölgeyle ateşin
Ölümle dirimin
Ve bir suçun iki ortağı olabilmemizin
Sedefden iki göz yaşı damlası gibi karışıp akabilmemizin
Bir önemi kalmayacaktı......Gidecektin.
..............
Gerçekten güzel yazıyorsunuz.
Demek ki boşuna değilmiş eleştirileriniz. Bir iki şiirinizi okuyunca hak verdim size.
Şair yüreği kutlarım.
Saygımla
Sevgili Şair arkadaş, eleştirini okuyunca, şiirlerini görmek istedim; Hınç değildi maksat. Akıllıca ve yerinde yorum yapan biri, belki de güzel şiirler yazıyordu. Bunu kaçırmak akıllıca olmazdı. Şiirlerini okudum. Duru bir anlatım. Güzel şeyler. Daha da güzel olabilir. Haklısın Nazım değiliz. Nazım ve nesir arasındaki fark şiir değil midir ?
Bu şiir ile ilgili 9 tane yorum bulunmakta