Hey aşk!
Hani biz dosttuk.
Bana dokunmazsın sanmıştım.
Kaç yerinden vurulur böyle bir kadın.
Kimsesiz bir kadının kaç kişisi olabilir bir adam.
Kalbimiz mi?
Aklımız mı daha erken sarıldı birbirine?
Şaşırdık...
Biraz sevinç, biraz korku biraz da öfkeyle
Nasıl dolanabilir iki ten birbirine…
Utanmadan, usanmadan...
Damlalar dökülürken alınlarımızdan,
Kaç çığlığa gömüldü inlemelerimiz.
Aynı anda kaç şarkı söyleyebilir bir yürek,
Senden öğrenmiştik aşk...
İnce kıyım yürek sızılarım benim.
Nasıl dönüşebildi resimlere?
Tüm portreler nereden bildiler beni?
Nasıl hazırlandılar gelişime…
Ve ben herkesten evvel nasıl seyredebildim gözlerinde alemleri...
Nasıl som.
Nasıl toprak,
Nasıl bereketliydi renklerin.
Bedenime çizdiğin o resim...
Anlattıkları ellerinin
Öpüşlerin!
Hepsi bir madalyona dönüştüler göğsümde.
Ve kirpiklerinden dökülen mazim,
Denizine varmış nehirler gibi,
Karışıyordu sana...
Sanki dize dize okuyordum seni.
Okumuyordum sadece yazıyordum...
Sanki rüzgârın elleri değmişti saçlarıma,
-Ömrümü tarıyordun dizlerinde...
Hangi güvercinler şahit oldu sevişmelerimize,
Neden hiç ürkmediler, uçup gitmediler?
Her gidişe şahit kıyılardaki o tekneler
Bu kez bizim için mi yüklendiler?
Nereye saklandı o çingene kız?
Aramızda duran koca bir zaman…
Tüm bunlar, nereye gizlendiler.
Neyle körüklenmişti aşkın fırçası.
Ve bizden neler yansıdı aşk şovaline.
Kimse bilemeyecek.
Satışa çıkmayacak aşkımız.
Bağrımda bir bebek gibi büyüteceğim seni…
Özlem Saba
Kayıt Tarihi : 10.5.2019 12:21:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!