Aşk Od’u - Garib Çoban Şiiri - Engin Dem ...

İçi boş davulun, kalbi ve beyni boş cahilin sesi çok olur.
İçine yüzlerce ırmağın doluştuğu denizin hiç sesi çıkmaz da.
Bakarsın küçücük bir ırmağın gürültüsünden durulmaz olur.
Zaman akıyor ve her şey değişiyor; koşullar, düşünceler, vak'alar değişiyor; bizatihi insan değişiyor.
Selamet ister misin?..
Selamet, daima işlerin sonunu düşünmektedir.
Âşık kişinin sohbeti aşksız kişiye belâdır.

Değişim iki yönlüdür; biri aşağı doğru, diğeri yukarı doğrudur. Yokuş yukarı çıkmak güçtür lakin tekâmül de oradadır.
Bizler bu çağda, maddeye kalp ile, mânâya ise akıl ile bakıyoruz.
Nihayet en büyük hatayı, daha en başında yapıyoruz.
Âşık kişinin sohbeti aşksız kişiye belâdır.

Ona Teheccüt vakti hem Evet, hem Hayır cevabını verdim.
Ben +Sen=Biz /O= Huuu
Evet, herkes birine nazlanır, Hayır bizde Hz. Muhammed ve İmam Ali’ye ve Ehl-i Beyte nazlanırız.
O Evet ve Hayır arasında ruhlar yerlerinden, boyunlar cesetlerinden fırlar.
Pervane olan kendini gizler mi alevden.
Neden büyük ırmaklardan bile heyecanlıydı.
Âşık kişinin sohbeti aşksız kişiye belâdır.

Karlı bir gece vakti bir dostu uyandırmak.
Niyet etmek, eylemi gerçekleştirmekten daha üstündür.
Burada yangına değil kıvılcıma dikkat çekiyor.
Çünkü yangın, varlığını ona borçludur.
Öyleyse niyet odur ki; semayı saran kor alevlerin başlangıcı, incecik bir kıvılcımdır.
Âşık kişinin sohbeti aşksız kişiye belâdır.

Ateş yakacak bir şey bulamayacak sende.
İşte İbrahim olmak bu!..
Hz İsa arkadaşlarına şöyle dermiş!..
İnsanın kalbi,malının bulundugu yerdedir.
Mallarınız gökte olsun ki, kalpleriniz de gökte olsun.
Doğruluk nedir?..
Eğrilikten vazgeçmektir doğruluk.
Âşık kişinin sohbeti aşksız kişiye belâdır.

Yani zannediyorum ki, merhem olmak, deva olmak, şifa olmak.
Hayat öğrenilen bir şey olmaktan çok, fıtrî bir hâl.
İnsanın insana şifa veya imtihan olması da böyle.
Bir hayat, bir diğer hayat için su kıymetinde olursa, sevgilidendir.
Onun fıtrî hâli ve kendi olmaya devam etmesi, şifa olmasına kâfidir.
Âşık kişinin sohbeti aşksız kişiye belâdır.

Çalacak kapı arayanlara!..
Ey Garib !..
Daha ne kadar dünya kapısını çalacaksın?..
Çalacak kapı arıyorsan kalk, din kapısını çal!.
Ey sen ki kül ettin beni onmaz yakışınla.
Ey sen ki gönüller tutuşur her bakışınla.
Gönlünü hoş tut, sonu gelmez kaygıların.
Âşık kişinin sohbeti aşksız kişiye belâdır.

Hançer gibi keskin ve çiçekler gibi ince.
Çehren bana uğrunda ölüm hazzı verince.
Ben varım yanında teheccüt vakti duada yalnız değilsin.
Ne var ise Âlemde, tarifi var âdemde.
Meşgûl ol ki müşkülün hallolsun. Meşgûliyetten daha iyi bir tedâvi yoktur.
Âşık kişinin sohbeti aşksız kişiye belâdır.

Ey iman edenler!..
Allah'tan korkun ve doğrularla beraber olun. Tevbe, 119
Yürüyenin yola çıkmaktan beklentisi, sonunda kendine varmaktır.
Hakk Teâlâ Musa'ya gizlice dedi ki İblis'ten de bir sır öğren!..
Musa iblis'i yolda görünce, ondan bir sır, bir nişane ögrenmek istedi.
İblis dedi ki!..
Şu sözü daima hatrında tut.
Ben deme ki, ben gibi olmayasın.
Âşık kişinin sohbeti aşksız kişiye belâdır.

Benliğim aramızda perde olmaktadır.
Benliğinle benliğimi aradan kaldır.
Biz de bizim varlığımız da yokluktur, sevilen ise,sevenin aynasıdır.
Gerçek özgürlük nerede?..
Bu gök kubbe kafesi içinde tıkılıp kalanlar.
Şehirden sürülmüş, evden kovulmuş insanlar gibidir.
Âşık kişinin sohbeti aşksız kişiye belâdır.

Kendini selamete çıkaracak olan yolcu, uzaktan ölümün kokusunu duymuş olandır.
Oruçla ağzımızı kapayınca, aslında neyi açmış oluruz?..
Oruç müstesna bir anahtardır.
Çünkü bu daracık yerde cehennem kapılarını kapar ve
Cennet kapılarını açar.
Biz orucu tutarız, oruç bizde neyi tutar?..
Hırs ve açgözlülük ateş dolu bir cehennemdir.
Âşık kişinin sohbeti aşksız kişiye belâdır.

Cehennemin kapısına kilit vurmak da ne güzel!..
Oruç tutmak onun kapısını mühürlemektir.
Sen de mühürle ki onun şerrinden korunasın.
Nimet, felaketimiz olur mu? Olur!..
Ne zaman?..
Bollaştığı ve şükrü unutulduğu zaman!..
Sen onlara ve atalarına o kadar bol nimet verdin ki, sonunda seni anmayı unuttular ve helâke giden bir toplum oldular. Furkan-18
Âşık kişinin sohbeti aşksız kişiye belâdır.

Cennette köşk istiyorsun!..
Tuğlalarını gönderdin mi?..
Hak sana yirmi dinar verdi, sen yarım dinar için cimrilik yapıyorsun.
Cennet köşklerinin altın gümüş tuğlaları işte burada verdiğin altın ve gümüştendir.
Altın, gümüş, metal paralar neden hep yuvarlak kesilmiştir?..
Yuvarlak para basan adam, parayı niye hep yuvarlak bastı?..
Dönsün diye yuvarlak yaptı, elden ele dolaşsın diye.
O paralar, tırnağın gibi eline yapışıp kalsın diye değil.
Âşık kişinin sohbeti aşksız kişiye belâdır.

Kalbini; simsiyah bir taş, bir çam kozalağı olarak bırakma!..
Kalp, bedende muhabbetten uzak kalırsa!..
O kara balçık içinde bedende sadece siyah bir taştır.
Aşk ateşinde boğulmayan kalbin, çam kozalağından ne farkı var?..
Derdik ki bir zamanlar, seviyorsan yaklaş!..
Şimdi diyoruz ki sabah akşam, seviyorsan uzaklaş!..
Âşık kişinin sohbeti aşksız kişiye belâdır.

Biz hep mülkünün peşindeyiz.
Neyin peşinde olmalı oysa?..
İstersen süleymanlık iste!..
Süleyman'ın mülkünü değil.
Saltanat ve debdebe istersen dervişlikte, kanaattedir.
Süleyman mülkü isteme.
Mülkü yerinde duruyor ama Süleyman nerede?..
Âşık kişinin sohbeti aşksız kişiye belâdır.
(Y.ed - Hikmet Arayışları Albümü)