Ne selamı
Ne umudu
Kestik aşktan
Sol yanımız çarpa çarpa
Aşkın tarihini yazdık biz
Yeni baştan
Deli dediler adımıza
İncir ağacınca deli
Delip geçtik toprağı taşı
Haylaz dediler
Serseri dediler
Sarmaşıklar misali
Uzandık göklere
Yağmur eyledik
Gözümüzdeki yaşı
Kah seyyah olduk
Düştük yollara
Kah kuşlarla kanat kanada uçtuk
Yıldızlarda yuva kurduk
Kah eşkıya olduk
Çıktık dağlara
Gönül terkimiz dolu aşkla
Dilimizde aynı şarkı
Sol yanımız çarpa çarpa
Aşkla büyüttük biz kainatı
Şairdik, bin orduya bedel
En kahraman nefer bizdik
Aşkın cephesinde
Mavzerimize
Mısra mısra
Yüreğimizi dizdik
Kaç kez öldük
Kaç kez dirildik uğrunda
Hiç sormadık
Sol yanımız çarpa çarpa
Selam durduk aşka
Biz aşkın şairi
Aşkın ta kendisi
Biletsiz yolcusuyuz
Yalın yürek
Aşk nereye biz oraya
Kayıt Tarihi : 12.2.2012 19:38:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Aşkın tarihini yazdık biz...
Şiirin temasında da belirtildiği gibi aşk nereye şairler de dize dize oraya koşmaktadır. Öyle olmasaydı şiir sitelerine eklenen şiirlerin yarısından fazlası bu sözcük üzerine olmazdı.
Şiirin başlığı Aşk Nereye?
Yorumcular 'aşk' sözcüğünün etimolojisi hakkında tartışırlarken 'aşırı sevgi' anlamında bu sözcük 'Vatan aşkı, bayrak aşkı' gibi birçok yerde kullanılmaktadır.
Ne kadar doğrudur bilemem ancak bir değerlendirmede 'aşk' sözcüğünün hakkında şöyle denilmektedir:
'Aşırı sevgi ve tutku. Yaygın anlatımlara göre, Arapça aşeka (=sarmaşık) kelimesinden kaynaklandığı sanılmaktadır. Kimi kaynaklar, bu sarmaşığa “zehirli sarmaşık” demektedirler. Bir kısım kaynaklar ise Türkçedeki aşık sözünü “ışık” ile ilişkilendirirler. Aşk, olgusu görmekle ilgilidir. Işığı gören 'göz’dür. Görmeden âşık olunamayacağına göre, aşk kelimesi görmeyi sağlayan göz sözcüğüyle bağlantılıdır. O nedenle, aşk sözünün, Arapça aşeka/aşaka (=sarmaşmak) kelimesiyle ilişkili olmadığı kanısındayım. Çünkü, sarmaşmanın olduğu yerde aşk sona erer. Bu bağlamda, aşk sözünün, Ermenice aç’k (=göz) kelimesine dayandığını söyleyenler de var. Farsçadaki eşk ise, ‘gözyaşı’ karşılığındadır. Âşık sözü, yaygın olarak, Orta Çağ’dan bu yana Arapça konuşulan ülkelerde değil, Ermenice ve Türkçe konuşulan coğrafyalarda görülmüştür. Bu açıdan, Türkçe deyiş söyleyen âşık’ların yanı sıra Ermeni aşoq’ları da ün salmışlardır. Ermenice aç’k (=göz) sözüne benzer olarak, Rumence ochi, Almanca Auge, Flemenkçe oog; Bulgarca, Boşnakça, Sırpça ve Hırvatça oko, İsveççe öga diye ifade edilmektedir. İslamiyet'ten sonra Türkçe eserlerde 'aşk' yerine 'ışk' sözü kullanılmıştır. Hoca Ahmed Yesevî’nin “Divan-ı Hikmet”inde 'ışk' sözü birçok yerde geçmektedir.
Yunus Emre: “Gönlüm düştü bir sevdaya/ Gel gör beni ışk n’eyledi” demektedir.
Benim 'aşk' sözcüğüne dair yorumum ise AŞK VE MUHABBET isimli bir şiirimde şöyle ele almıştım:
Aşk dediğin bir sarmaşık
Muhabbetin bolca olsun
Aşkta durum çok karmaşık
Yüreğine sevgi dolsun
Aşk akıldan üstün müdür
Düşünme hiç ispatı yok
Muhabbetin bütün müdür
Çünkü onda tahribat yok
Pervaneler döner durur
Rüzgarından mumlar söner
Her pervane kalpten vurur
Muhabbettir gerçek hüner
Aşk sevginin ifrat hali
Taşkınlığın sonu hüsran
Akıl ister itidali
Muhabbetsiz gönül viran
Haber olur aşk cinneti
Sonuçları hepten ağır
Bu dünyada bul cenneti
Muhabbetle şişsin bağır
Seğmenoğlu kalksın perde
Gerçek sevgi baş tacıdır
Muhabbettir çözüm derde
Akıl der ki aşk acıdır
Seğmenoğlu
Hayırlı çalışmalar.
TÜM YORUMLAR (10)