Aşk Nedir Nerden Bilsin Pervâneye Düşmeyen

Aşk nedir nerden bilsin pervâneye düşmeyen
Muhabbetle kavrulup biryâneye düşmeyen
Bâdeye koyup aklı meyhâneye düşmeyen

Sorma güzelim bilmez hikâye der Mecnûn’a
Leylâ’nın sahrasında uğramayan cünûna

Sen Mecnûn’un derdini dolaştığı çöle sor
Atlas yorgana değil sırtındaki çula sor
Gülşen ne bilsin gülü var onu bülbüle sor

Sorma güzelim bilmez aşk derdini Şîrînler
Bu derde Ferhâd olan tevhîd-i ahla inler

Kitaplarda kalmıştır ders-i Vamık u Azrâ
Dem vuramaz şöhreti düşmeyen bu pazâra
Ölmeden önce ölüp cifesini mezâra

Sağ iken bunda gömüp gezmeyen melâmette
Nefsini bir it gibi seyreder kıyâmette

Ne nasara yensuru ne de kale yekûlu
Hemen şunu bileydin söz değildir aşk yolu
Ayağı yer mi basar Hakkı severse kulu

Sorma azîzim bilmez put-ı akla râm olan
Aşkı ehlinden öğren dudağında câm olan

Gâfil ne bilsin bizi uykudadır gecesi
Düşmemiştir gönlüne aşk odunun hecesi
Kulak sağır göz görmez iddia neyin nesi

Bir fırtına kopar da dünyayı yık başına
Katl-i nefs edip bunda yüksel gönül arşına

Hüdhüd-i aşka uydu bunda nice Süleyman
Tahtını yele verdi Belkis için bir zaman
Arzular bir mur iken nura garkolur o an

Ey sen takılma bunda mardan murdan geç hele
Belkıs var seba içre kuş dilini aç hele

Davâsı yok bu yolun yaşayınca bilinir
Masiva tozu dilde göz yaşıyla silinir
Gönül düşünce derde dilim dilim dilinir

Baş açık yalın ayak sıdk ile düşen yola
Yok edip benliğini hakikatte var ola

Muhabbetten gider yol zayi etme vaktini
Bunda ispat isterler elsetteki akdini
Kır benlik şişesini ver de kurtul nakdini

Bunda ne para ne pul samimiyet isterler
Sırr-ı Hakkı bulmaya candan diyet isterler

Yâhû ne aranırsın aradığın cândadır
Bütün mes’ele cehlin marifet irfândadır
Zaman perdedir sana hakikati ândadır

Yâhû Mustafa demiş, men arafe nefsehû
Nefsini bunda bilen Hak’ta dirilir yahû