Hekimsin diye,
niyeti ezelden yazılmış gönlüme,
sana mı düştü,
nefessiz kalış hükmü
kesmek,
nevbahar bildiğim gülşende?
Neden,
varlığına talipken
“hal-i harap olur” demez,
müstehzi gülüşünce
beni muzdarip eylersin?
Söyle aşk!
Neden,
son nefese kadar
sineni payitahtım bilmişken,
müphem bir can gibi uzak durur,
gönlüme yük sürersin?
Yok mudur ahde vefan?
Efsunkar kalışım
sevdamdan mütevelli,
sense bilmez gibi,
“safderun” dersin
Bilirsin,
lafigüzaf etmem.
Varlığın, bana ömürlük şen nefha.
Hele bi nazende yarim olsan,
ölüm haram olur istemem başka eda.
Bakma sen eksilmeyen duama.
Zeval gelmesin, benim olmasan da canına.
Ahh
ruh-u revanım
Ne eylersen eyle,
yadıma düşmeye gör,
o lahza
usum çekilir serimden de
teslim eder canını senli düşlere.
Tutulur işte gönlüm,
usulca, meşk-i muhabettine
Sense sû-i zann edersin,
sana yüz sürmüşüm diye.
Methiyeler dizsen de şimdi önüme
ne çare.
Aşk, mührü çözer mi,
sen ferman buyurmuşken defnime?
Demek böyle de ölüm düşermiş,
sirayet etmeyince sevda
yar bildiğin, can özüne.
Kayıt Tarihi : 17.6.2021 12:22:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Aşkı yüreğinin en derininde yaşayan için öyle bir kabul yanı vardır ki aşk ile geleni, acından ölmek dahi olsa, baş göz üstü bilerek yaşamayı kapsar.

TÜM YORUMLAR (1)