Bir ses duyuyorum.
Yaklaşsan susacak.
Uzaklaşsan kaybolacak
On iki bin metre yükseklikte
pike yapar fırtınalar içinde beti benzi atmış uçak.
Biz mutlu olmaya çalışan kimseleriz.
Seni görmeden de sevebilirim güzelim
Kleopatra’nın burnu az kısa olsaydı. Dünyanın
yüzü belki de bambaşka olurdu.
Şimdi sevinçlerin gölgesinde
kayboluyor yorgun bir demokrat.
Demode sevgiler demode fikirler.
Gölgesi kısalmış
dalkavuklar saatine denk gelmişiz kim bilir.
‘To be or not to be’ değil kozmik
esaretimizin zincirlenmiş avuntusu.
Biz olmaya çalışan mutlu kimseleriz.
Mutluluğa ramak kala
Mavi Rus kedisi göz kırpar.
belli belirsiz kalleş piskoposlar vesaire.
Sen benim deviremediğim diktatör sevgimsin.
Yumak yumak sevgi selim.
Düşüncelerim de derinleştirdiğim rasyonel yanımsın.
Sevdiklerimizi gözlerle değil yürekten seven
Milenyum çağın fani insanlarıyız(!)
Ölmek vahşi doğanın varsıllaşmış tabusu.
Viranelerde yemek için ot toplayan çaresiz kadınlar.
Biz kimseleriz olmaya çalışan mutlu.
Elinde yıllanmış lanet şarabı olan bilge ihtiyar vardı.
‘Evlat dersimiz Aşk’ diye seslendi.
Gönlün bu yüceliğe erişsin
İçindeki benlik seni kandırmasın
Diyordu tökezleyerek yarı çıplak.
Çok sevdim çok yanıldım dedim.
Gölgesi damla damla yere düşerken
‘Sevgiye muhtaç insanlarız’ diye seslendi.
Şarabın sıcaklığını hayata enjekte eden bilge
Zaman bize iz bıraktı kıyıda birikmiş sevgileri.
Mutluluk insanın ne içinde ne de dışındadır.
Dışımızda olan sevgi aslında içimizdedir ey genç şair
dedi. Karanlıkta kayboluncaya dek içmeye devam etti mağrur bilge.
Ayı güzelliğiyle parlatan sevgilim
Aşk modern halsizliktir.
Çağ açıp çağ kapatan ilkel yanımız.
Olmaya çalışan biz mutlu kimseleriz.
Yok oluşum varlığına armağan ol sun.
Kenetlenmiş dişi çaylaklar dizine asıl an.
Sensiz geçen her yeni gün bana
fransız olduğum yasak portren olsun.
Her sevgiden geriye kalan tek gerçek sen.
Başıma gelen en güzel bela sen.
Goethe, Werther'i öldürseydi
Canımı verirdim sen ister sen.
Ben yanarım canımı
bir kibrit kutusunda tutuştururcasına.
Benim yanmam
Evet, benim yanmam tanklardan
çıkan topları etkisiz hale getirir mi?
Benim yanmam
yeni bir gezegen yaratır mı?
Benim yanmam aşkın
kara kuru tarihini değiştirir mi?
Tut ki yandım ben
Werther’in acılarını yüreğinde hissedebilir misin?
Umarsızca benim için mavi ceket, sarı pantolon giyebilir misin?
Evet yeri dolmaz imiş gidip de gelmeyenlerin.
Gel de bir bak siyah geceye.
Ne sensiz yağmur yağsın ne de gamzen yok olsun.
Gitmeden önce tek isteğim.Ölünce
beni o gamzene gömsün dostlar.
(ESKİCİ DERGİ/17.SAYI/NİSAN 2014)
Ahmet AvcıKayıt Tarihi : 22.5.2014 13:22:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Ahmet Avcı](https://www.antoloji.com/i/siir/2014/05/22/ask-modern-halsizliktir.jpg)
TÜM YORUMLAR (1)