Militan özlemlerin son kurşun ağlığında son gelişim biraz atılmaya hazır gibiyim sana.
Ölümperver öpüşler tetik uçlarımda suçüstü yakalanıyorum sana olan tutkulardan. Bir ben bileyim,bir benle büyüyüsün yalnızlığın; ama yazgının tahtasına adın giden kedi olarak yazılmış. Kentsizliğimin kayıpsız kendisizliğimde izler sürülüyor hayata.Uyak düşüyorum cennetinle cehennemin arasındaki rasatta.Gözlerime senden bakışlar atıyorum, anlamsızlığın özerk kayıplarına.
Sonra durulanmış, orantısız ,oranları kuramlarında kafilere kasıtsız sözler oluyorum.
Bir kente katil olmuş gibi,sensiz kentim
Sen gidiyorsun..Kalmalarım kanıyor.
'Kendini dinleme derslerindeyim.Her şeyi geçiyorum, seni de,sensizliği de.
Oysa 'gel' desen gelirimi artırım. Titrek ellerimden tedirginliği tehdidi can tuvalimden vuruyor çizemediklerimi
Dünyama düşüyorsun…
Son terk edilen bir kalbin kavisiyim,kafisi, hatta Kaflarıyım.Yüreğimdeki cadıların masallarından bıktım.Herkes bana kaynak,bense sana lehim.
Azgın hüzünlerin,şirin yatırlarında amillere bağladım,duvar diplerine kucak bağladım,ayrılık duvarına gittiğin saati , Eylül ikindisi ,tam dördü otuz dördü geçiyor.Ne tesadüf,demi. Dört yıllık bir masalın akrebi,34 yaşında,34 plakalı bir aşk saatini bırakıp gitmek.Dört yıl yüreğimden öte yaşadın. Ve saat dördü otuz dört geçe gidiş…Bunu ne sen, ne ben ayarladık.Aşk masalımızın saatiydi. Ayrılığın saati kaç geçiyor bilmiyorum…Senin gidiş saatin ömrümü,yaşımı, sevdamın aynası gibiydi.Bir hiçliğin piçliğinde ansızlığa içinden binlerce acımasız savurganlıklar dizeliyorum.
Epeydir hayallerimden öpmüyorsun,üşümüyor kuruntularım.Sen kendini yakan bir ateştin,közlerin vicdanımı yaktı.Sana acımalarım ne zaman bitecek …
Kendimize düşler ısmarlasak,belki daha büyük hayır işlemiş oluruz.Gün artığı özlemlerde bakışın içiyor sus kimse duymasın diyor içinden ağlamaları.
En özel hayalimi düşürüyorum umut yokuşunda.Uzaklığın susuyor,sevdiğin şarkıların melodisi geçiyor üstümden…Hiçbir şarkıyı dinleyemiyorum,hangi şarkıyı dinlesem,sen çalınıyorsun.Hangi acıklı bir film ,hatta acıklı bir olay varsa sen özetleniyor.Nemleniyor sana demlenmiş gözlerim.
Yıkılıyorum…
Yalnızlığa metelik atıyorum.
Gel desem…
“Gel “desen desen…
Her şey kımıltısız ,her şey sızısız,her şey anlamsız beklemelerin uçurumunda.
Yorgunum gözlerine,yorgun sensizliğine.Bensiz renge boyanan saçlarında oynaşan kavuşmaların esilişiyim.Göz kahvene yenik düşüyor,güzellere bakışlarım
Yitik bir benin üst benindeyim.Yitirdikçe kendimi sana geliyorum.
Sobelerle anlarımı uyuturum,sanrısız,sensiz güncelerimi.
Tutku atıcısı, hayal satıcısı bir anın şanına kanıyor gelişlerin.
Militan yalnızlıklar satın alıyor, düş alacalarından,parlatılmış bir yıldız gibi kaçıyorsun gecelerimden.
Gülüşlerimle,felsefi yazılarımla, benimle, sana olan tutkularımda taksit taksit ödüyorum.Sensizliği her gece öldüren katil bir alışkanlığın içlenmiş ermişiyim.
Utançların ütüsüz,insafsız, yürek yakıcı, kırışlarını bedellerin ütüsüyle düzeltiyorum.Cüzamlı hasretler cehennemine harlar taşıyor hatalarım.
Kirli sözlerimi temize çekmeden,sinemde sana anlatılacak onca güzellikler, iyiler var.Hiç kullanılmamış bir kavuşmanın kavuştağında en acıklı bir türkünün bütünü oluyorum.
Gel desem
“ Gel” desen desen…Çalınsa yenidenlerimiz içli içli, bizli bizli türkü gözlüm.
Kayıt Tarihi : 27.6.2009 19:00:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Hayrettin Taylan](https://www.antoloji.com/i/siir/2009/06/27/ask-militanin-son-missilemesi-1.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!