Aşk mı bu
Fosilleşse yüreğin
silip atsan beni
sonra kapatsan yüreğini
etiketsiz kalsa hayat defterin
ve bir tercih yapsan
ya benden yana
ya da bende ki senden yana
asansör boşluğu gibi kalakalsam sonra
mimik özürlü gibi
ne gülebilsem ne ölebilsem
olmazsa olmazların olsa senin
ben olmasam
sayı saymasını unutsam
sen bir misin iki misin bilemesem her saymalarımda
göz bebeklerimden irin aksa unutmak için okuduğum/
şiirlerin üstüne
şiirlerimin üstüne.
pis korksam hamam böceklerinden
her espride rencide etsem kendimi
ne seni geçebilsem ne senden geçebilsem.
kapasiteyi zorlasam
dilim titrese
bir de mazeretlerin olsa senin
çürümelerin olsa
gülümsemelerin olmasa
öfkelerin saçlarından gür olsa
kin kusup ölesin gelse
ayrılmaların olmasa maziden
tüm yürümelerin karanlık tünellerde bitse
karartsan tüm fenerleri
denizler küllense
gemiler tünese ışıksız koylara
kararsa dipsiz kuyuların
olsan benden başka herkesin
ayrılsan benden tümüyle
vedanın göstergesi olsa trajik çizgiler gülümsemende
ne ağlasan
ne de ağlamaktan yıkılsan
Başlayabilsem ben yeniden
/senden sonra
yazabilsem çok geçmeden
bir varoluş efsanesi
ayrılığının aynı gün ki gecesi
ama vermesen bana bir kaçış vizesi
en karanlık zindanlarında
/gözümün kenarına asılı bir yaş koysan
ne aksa
ne yaksa gözümü
seferlere çıksam sehere doğru
gurbet yorgunu olsam
ama gurbeti ne sen yaşasan
ne de ben yaşasam
bıraksam ihanetin peşini sonra
ihanet zamanın kendisi olsa
ihanet bir zaman gemisi olsa
sinir vadilerinden sular içsem
iğrenç yosunlar görsem sularda
sağlığa zarar içsem yine de
ölmeksiz atlatabilsem her seferde
ve sonra yine gelsen
seni yirmi dört pare top ateşi ile karşılasam
uzak bir ülkenin temsilcisi gibi
hazır kıta dursam yanında
delici bakışlarla sorgulasan beni
kalp krizi basit kalsa acılardan
sende yükseldikçe bende alçalsa sevdan
Abide kalsa geçmiş
tortulansan
sonra huysuzlaşsan
soysuzlaşsan
hırsızlaşsan
yine de sana kuramasam bir pusu
yine yenilsem
kilitlensem dirayetsiz gözlerinde
tek meselem olsan
felsefem olsan
nefesim kesilse
koksa nefesim
dünyanın bir küresi sen olsan
öbür küresi ben olsam
eski kafa kağıtlarımız verilse yeniden
eski paralar geçse
demir perdeler çeksek geleceğe
ve denize paralel uzanan sıra dağlar gibi uzansak
geçirmesek ne tozu ne dumanı iç kesimlerimize
çorak kalsa da topraklarımız
asit yağmursuz olsa
bir hayal gizlesek sonra
bir hayal de bin keşke olsa/
keşkeler son bulsa sonra
yol tükense
kan tükense
ıstırap diz boyu iken
istifa etsek hayata.
acısa içimiz. acısa dışımız
kültigin yazsa tonyukuk yazsa ve ya kim yazdıysa
bir kaç anıt da bizim olsa
tek serzenişin
ben.
tek serzenişim
sen olsan.
olağan bir yaşam dilemek varken
duam senin için olağanüstü olsa
kanun hükmünde kararnameler gibi olmasak
olduk mu kanun gibi olsak
Yaşamak gibi yapmasak
yaşasak.
Sorgulasan beni yeniden
ciddi olsa soruların
cevapsız kalmasa soruların
ve dört bile olmasa yanlışım.
ilk yanlışım sen olsan mesela
/ilk yanılışım gibi.
Kayıt Tarihi : 28.5.2006 16:53:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (2)