Aşk Mı?
Sevgi gözlerde yıldız, Dudaklarda ateş,
Kalplerde kuş kanadı çırpınış,
Velhasıl ,
Mezar taşına düşen gözyaşı.
Her nefeste bir anı.
Aşk mı? nasıl anlatmalı.
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Tebrikler hocam yüreğiniz dert görmesin kaleminiz daim olsun hüzün yüklü bir şiir okudum kaleminizden nice şiirlere inşallah
Sonsuz saygılarımla
Anlatılamaz üstadım.
Bizden öncekiler anlatamadıki biz anlata bilelim
Harika bir şiir, dolu dolu mısralar.
Kutlarım efendim
Saygılarımla
Evet hocam, hz ademden günümüze dek hep amnlatıldı aşk.
Hala tarifi bitmedi, biteceğede benzemiyor.
Bana göre aşk iltifatı rabbanidir.
Cihat beyin baktığı yere ben bakamıyorum aşka
Zira cihat bey karşı cinse duyulan özlem gibi anlıyor.
Aşk yelpazesi çok geniş, kerametler aşk sonucudur.
İçatlar ve buluşlar. Edison bir ampulu bin altıyüz defa patlatmıştır. O aşk olmasa pes ederdi.
Hasılıkelam,,,,,,
Tebrik ederi hocam
Saygılarımla
"Aşk" tabiri, "Işk" ve "Aşeka" tabirlerinden türetilen bir kelime olup, mana olarak da, sevenin sevdiği kişiyi -tıpkı sarmaşığın kendisine payandalık yapan fedakar ağaçlara yaptığı gibi- severken boğup öldürmesi demektir.
Bir başka manası ile de "Aşk", sevmede ilahi, akli, fıtri ve makul ölçülerin tamamını ret ederek, hevasının emrettiği şekilde ve hiç bir hikmetli, maslahatlı ve ıslahatlı ölçüye tabi olmadan bir kişiye ilgi duyup, duygularını hadsiz ve de hudutsuz bir şekilde salıvermektir. Allah-c.c- bu gibi mihenksiz davranışlara- veleve bu ibadette ve duada bile olsa- haddi aşmak demiş ve haddi aşanları asla sevmediğini ilan etmiştir.
Meşru, hayırlı, makul, fıtri ve baki muhabbetler dilerim İsmail bey.
Teşekkür ederim hocam. Sağlıklı ömürler dilerim.
Daha nasıl anlatıla bilinirki.
Aşkı anlatmanın bir finali yok
Tarihi insanlık tarihi ile eşit.
Hala sonuca varılamadı.
Hayatı anlamlı kılanda bu değilmi üstadım.
Çok güzeldi, kutlarım efendim.
Saygılarımla
Teşekkür ederim hocam. Sağlıklı ömürler dilerim.
Eşler için Hakk'ın kalplere lutfedilip
koymuş olduğu şiddetli sevgiye mecazi
aşk denir. Aşk-ı hakiki ise çok
farklı bir şeydir. Anlayanlar bile
anlatmakta güçlük çekmişler.
Hiç kimse faniyi fani olduğu için
istemese bile baki sanıp
kendini kandırır. Zaten insan
peşin lezzetlere aldanmaktadır.
TEBRİKLER SAYIN ŞAFAK
Teşekkürler hocam. Fani dünyada kurtuluş İlahi aşk ile mümkünken , insan ham olduğunu geç anlıyor, hamken yaşadıgı dünyevi duyguları aşk diye yorumluyor. Tesbitiniz doğru. Sağlıklı ömürler dilerim, yeniden teşikkür ederim.
Bu şiir ile ilgili 7 tane yorum bulunmakta