Aşk mı?
Sabah uyandığınızda yüzünüze çarpan rüzgarın şiddetiyle beyninizin sıcak bir tonla uyuşmasıyla başlayan ve, bir an önce toparlanıp Mutlulukla bir ilgisi olan kahvaltınızı bile yapmadan kendi mutluluğunuzun o olduğunu düşünerek kendinizi sokaklara atarsınız bir an önce. Yollar uzar ellerinizin içine sabunlu suyun içinde kayar gibi yüreğinizi alırsınız, artık ritmik hareketler yoktur göğüs kafesinizin altında artık imkansızdır sizi durdura bilmek, olur olmaz karnınız acıkır, iştahınız kapanır yüzünüz şekilden şekile girer hüzünlü olursunuz durup dururken, güldünüz mü kıskandırırcasına, ağlarsınız gözlerinizde o varken olup olmayacak şeyler gelir aklınıza.
Artık o geri dönüşü olmayan mayın tarlasına girmişsinizdir ve nerden geçtiğinizi kestiremezsiniz yani geri dönemezsiniz ama ilerlemek içinde hayatınızı ve bir çok zamanı riske atarsınız. Siz ilerledikçe farkında olmadan hep bir şeyleriniz eksilir kendinizden, kanamalarınız vardır hissetmezsiniz, çünkü bir gülüş merhemdir yaranıza, o durdurulamayan kanamalar birden kabuk bağlar ve olup olmayacak yerde sızıntılar halinde damlar.
Günün rutin koşuşturması sarar yüreğinizin boşluğunu kaçmak istersiniz, bir an önce akşam olsada görsem bir defa dersiniz. Saatler hiç geçmez, yapılacak işler yarına ertelenir, aranacak adamlar ve konuşulacak tüm şeyleri yarına ve daha sonraya ertelersiniz aslında hayatınızı uzatırken kısaltırsınız.
Akşam olur yollar sizi beklemektedir, kilometreler gözünüzde küçülür, saatler onunlayken saçlarınızı ağartacak kadar ilerlemiştir.
Ve o an yüzünüzde baharın renklerinin açtığı içinizde en sıcak iklimlerin yaşandığı bir sahil şehri havası, gözlerinizde dünyaya yeni gelmiş bir bebeğin pırıltısı, heyecan üst seviyede, kalbiniz son yolculuğunda, çevrenizde fırtınalar kopmaya başlar o köşeyi döndü mü. Koşar adımlarla yaklaşırsınız, önce gözlerine bakar içinizi titretir sonra muhteşem bir sarılışla dünyaları ayaklarınızın altına serersiniz. Sonra doyasıya bir bakış daha ve gözlerinizin objektifindeki kompozisyon, siz aşıksınız demektir.
Saatler bir mum gibi kolay erir, mevsimler dakika başı iklim değiştirir. Kalbiniz artık yerinde değildir onun avucundadır o nefes aldıkça dolaşır vücudunuzdaki kan, o okşadıkça atar kalbiniz, her şeyinizle onunsunuzdur ruhunuz çoktan gökyüzüne çıkmıştır. Aslında siz bir beyin ölümündesinizdir, uzun bir rüyadasınızdır artık siz kendiniz değilsinizdir. O üç harften oluşan bir hayatın gövdesindesinizdir. Farklı bir yaşama ayak basmışsınızdır, orada su da yoktur, hava da tek yaşam fonksiyonunuz onun aldığı nefestir ve ona muhtaçsınızdır.
demir kapı, kör pencere,
yastığım, ranzam, zincirim
uğruna ölümlere gidip geldiğim,
zulamdaki mahzun resim,
haberin var mı?
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta