Aşk Mektubu VIII Şiiri - Bahaettin Karakoç

Bahaettin Karakoç
126

ŞİİR


333

TAKİPÇİ

Aşk Mektubu VIII

Ben sevda bölüğünde kıdemli bir askerim
Hizmetim sanadır ey tacidarım
Canı bir emanet bilir taşırım
Bir ırmak delirir geceleri
Bir yıldız kayar ötelerden
Bir bulut geçer Ay’ın önüne
Birden üşürüm
Ve seni daha çok düşünürüm
----------Kokunu en sevdiğim güle veriyorsun! ...

Hangi şekle dönüşürsen dönüş
Hangi kılığa girersen gir
Bilirim ne kadar gerçeksin, ne kadar düş
Gönlüm bir şahindir takarım peşine
Bulur seni saklandığın yerde
Tutar elinden – eteğinden
Bana getirir
----------Sen kendini kolay ele veriyorsun! ...

Sarmal bir sevdayla yaşarken aynalar derbendinde
Bir Aslıhan oluyorsun, bir Leylâ
Beni de mahkûm ediyorsun değişim sürecine
Bir Kerem oluyorum, bir Mecnûn
Dağlara, çöllere vuruyor içimdeki vâveylâ
Firar ettiğimi bilmiyor bölüğüm
Kırık gönlümde kırk düğüm
----------Adımı dile veriyorsun! ...

İçimde ebedî bir sürgünlüğü yaşarım
Hangi gezegende insem rastlarım izine
Dişlerim beyaz kirazlar gibi hep birden sızlar
Ve gülümserim dişçinin elindeki demir kerpetene
Biraz daha fazla bakabilmek için yüzüne
Bir kaya yuvarlanır boşluğa
Kimse bir anlam veremez bendeki hoşluğa
----------Sense yakıp külümü yele veriyorsun! ...

Ben sevda bölüğünde kıdemli bir askerim
Terhis olsam gidecek bir yerim yok
Yüreğimden başka silah taşımam
Bütün adresleri iptal ettim
Benim senden özge gerçek yârim yok
Bir hakkuşu öter geceleri
Aşk, mektup yazmaya zorlar beni
----------Sense yeri – göğü sele veriyorsun! ...

Bahaettin KARAKOÇ (Aşk Mektupları – Dolunay Yay. 1999)

Bahaettin Karakoç
Kayıt Tarihi : 3.4.2005 10:48:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Cihat Şahin
    Cihat Şahin

    Aşk-ı ilahi denen bir şey ne ayette geçer ne de hadiste. Sevda tabiri de öyle. Çünkü bunlar sıhhatli bir sevgi türü ve sevme tarzı değil, hastalıklı kalplerin ve marazlı ruhların dine, imana, tıbbı gerçeklere, fıtrata, akla ve mantığa uymayan ifratane sevme tarzlarıdır. Dinimiz her konuda vasatı, normali, fıtrata ve akla uygun olanı tavsiye eder. Yani Rabbimiz, yapılan şey ibadet ve dua bile olsa ifrat ve tefritten uzak durmamızı söyler ve "ALLAH ASLA HADDİ AŞANLARI SEVMEZ" buyurur. Vasat, normal, fıtri ve makul sevmenin adı ise, "Hub" ve "Muhabbettir".

    "FANİYİM FANİ OLANI İSTEMEM. ACİZİM ACİZ OLANI İSTEMEM. İSTERİM FAKAT BİR YAR-İ BAKİ İSTERİM. BİR ZERREYİM LAKİN BİR ŞEMS-İ SERMED İSTERİM. HİÇ ENDER HİÇİM AMA UMUM MEVCUDAT YETMEZ, AHİRET YURDUNDAKİ BAKİ CENNETİ VE ONDA MÜNDERİÇ BULUNAN SAADET-İ EBEDİYEYİ DE İSTERİM." -Kelam-ı kibar-

    "MARİZ BİR ASRIN, HASTA BİR UNSURUN VE ALİL BİR UZVUN REÇETESİ: İTTİBA-I KUR'ANDIR." -Kelam-ı kibar-

    Cevap Yaz
  • Naki Aydoğan
    Naki Aydoğan

    Duygu yoksa bu bir aşka, aşktır.
    Aşka, aşk mantıkla yola çıkar.
    Mantıklı ol der.
    Kişi kendine.
    Düşüncesinde dolanır gelir işte.
    Gök tanrı olur yeryüzüne meydan okur.
    Sonra itaat eder gök tanrının oğlu,
    Yer tanrısı annesine.
    Aşk, sevgiliye bir vuslat esip gürlemektir.
    Esti gürledi işte.

    Cevap Yaz
  • Haki Gökhan
    Haki Gökhan

    ... Ve gülümserim dişçinin elindeki demir kerpetene Biraz daha fazla bakabilmek için yüzüne...benim senden öte gerçek yarim yok...Aşkı AŞK'a Benzetmiş. aklıma HZ Ali, Hallacı Mansur ve Şemsi tebrizi (Şemsüddîn Muhammed bin Alî bin Melikdâd Tebrîzî) geldi. şairin duygularını anlıyorum fakat bu duygular sadece kendine ait farklı yerlere çekmemek gerekir ve hüsnü zanda bulunmak lazım...güzel şiir.

    Cevap Yaz
  • Doğa Fendi
    Doğa Fendi

    adeta bir şiir şeyhi ve dil kuyumcusu.. harika!!!

    Cevap Yaz
  • Mehmet Özden Biçer
    Mehmet Özden Biçer

    Bahattin KARAKOÇ usta bir şair ve bu şiiride çok güzel, duyguyu ilmek ilmek işlemiş, birden vermemiş liseli çocukların yazdığı şiirler gibi, bu yüzden anlamak için derine inmek lazım çünkü mana derinlerde,Hakk aşkına yazılmış bu şiir, ilahi aşkı somutlaştırarak anlatıyor,bu mu postmodern, saygılarımı sunuyorum. Üstada.

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (21)

Bahaettin Karakoç