Aşk Medeniyeti Yada XXI. Asrı İdrâk

Güçer Kafa
86

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Aşk Medeniyeti Yada XXI. Asrı İdrâk

Yalnız geldim dünyaya, annem tuttu elimden…
Yalnız mı gideceğim? Yâr tınmaz emelimden!

Aşkı arayıp durur âhvâlince her kişi!
Buldum deyip coşmalı bir hanımda er kişi…

Lâkin zaman pek garip, pek mânâsız bu düzen!
Aman ne devre çattık, aklı ereni üzen…

Gönülden çırpınışın kıymeti yok ne yazık,
Her kulun heybesinde maddiyatı tek azık!

Hem sevip hem güvenmek bir masaldan ibaret!
Yuva kurmak, ummanda batan saldan ibaret…

Hanımlar bir acayip, beyler beylik bilmiyor!
Her değer yozlaşıyor giden geri gelmiyor…

Çatırdıyor temeli millet denen sarayın,
Bu derdin sebebini sokak sokak arayın!

Selamsız geçip gider iki komşu her sabah!
Otobüste ayakta kalmış ki ninem eyvah!

Hürmet öldü… Saygının izini gören var mı?
Menfaatperest olmak büyüklüğe sığar mı?

Redd-i miras eyleyen torunların halini,
Söylemeye dil varmaz, kara istikbâlini…

Eskiden bir biz vardı… Ben gölünde boğuldu!
Millet diye yaşarken kitle olup yığıldı…

Bu yığına bakıp da ağlamamak elde mi?
Vatan dediğimiz şey, şu perişan belde mi?

Kendini bilmez olduk, özümüzden bîhaber!
Mânâda batar iken gökdelenler muteber…

Gökdelenler yükselir medeniyet çökerken,
İnsanlar açlık çeker çöpe ekmek dökerken!

Koskoca bir tezadın adı imiş modernlik!
Yozlaşmanın o buruk tadı imiş modernlik!

Kadınlar ürker olmuş anneliğin tahtından,
Düzeyli(?) ilişkiler öç alırken bahtından…

Adamlar asıl değil, suret desem hiç değil!
Manzaraya bakıp da kinle dolmak suç değil…

Buzdağları misali koptuk birbirimizden,
Yarınlar şikâyetkâr güdük eserimizden…

Maneviyat utanır bakınca yüzümüze,
Tarihimiz yürürken öfkeyle üstümüze…

Gençlik elden gidiyor, kimin nesli bu nesil?
Ve sen şaşkın ebeveyn! Revâ mıdır taş kesil?

Uyan ey Türk Milleti gaflet de şaştı sana!
Şanlı mazinin âhı çoktan ulaştı sana…

Batı diyerek battın, kendin olmaya bak sen!
Bu uru dağla artık… Bu urbaları yak sen…

Türklük gömleğini giy, ruhunu Hak’la yıka…
Sen kendin olduğun gün, sana kim karşı çıka?

Ben ki bir deli şair, gamlı söyler dururum,
Naftalin kokan ruhum ve mazidir gururum!

Böyle sürmez bu gidiş, kırılır yozun çarkı…
Kutlu hanımlar beyler bir gün gösterir farkı!

Aşkın Medeniyeti dirilmekte ân be ân!
O şanlı yarınları müjdeliyor Kehkeşân…

Hâmâset değil mazi, hakikattir bilâkis,
Çınlamaktan yorulmaz ruhumuzdaki akis!

Şartlar bizi âheste bize sürüklemekte,
Zaman nehri kabuğu öze sürüklemekte…

Şaha kalkmak üzredir yedi iklim Türk Yurdu!
Yaradan bu millete sancaktarlık buyurdu…

Kendimizin farkına vara vara yücelmek,
Tek kaygımız olmalı hayırla şerri bilmek…

İhmal etmiş olsak da geç değil tamir için,
Cemiyetin ruhunu… Toplum olmak mı? Geçin!

Sözcüklerle konuşmak daralttı ufkumuzu!
Kelimeler bölmeli bu ölüm uykumuzu…

Dilde, fikirde, işde dünsüz bugün olmuyor,
Elden çıkarılanın asla yeri dolmuyor…

Bir terkibe muhtacız: Hem dün hem bugün diyen…
Senin eskimez yenin, en kıymetli hediyen!

Önce sen keşfet, yaşa… Sonra yaşat herkese…
Tâ özünden esecek bir rüzgar gerek sise!

Hece hece duyulur rüzgarın ayak sesi!
Kulak vermiş İstanbul, Şumnu, Kerkük ve Yesi!

Üstâd Yahya Kemal’in şiiri yaşanıyor,
Süleymaniye’de Türk bayramı kuşanıyor…

Daha dün nevbahardan ümit kesmiş ayazdım…
Ben ki bu manzumeyi ruhumda duyup yazdım!

Her şey rücû etmekte töresince aslına,
Şahikalar ket vurur mağlubiyet faslına!

Artık bizim türkümüz söylenecek dillerde,
Nihayet anlayacak bu sırrı gafiller de…

Senaryolar, komplolar tutmadı. Tutmayacak!
Türk Kültürü güneştir! Batmadı! Batmayacak!

Her şeyin var! Tereddüt yakışmıyor gözüne…
Dağların ardını gör yaslanarak özüne!

Her karanlık gecenin elbet ardı sabahtır!
Senin asrın bu asır… Tan ağardı sabahtır!

Çok söyledin Bayâtî, söyleme de seyre çık!
Yaradan’ın izniyle gayrı yolumuz açık…

Güçer Kafa
Kayıt Tarihi : 13.10.2006 10:20:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Güçer Kafa