Denizin üzerinde oynaşan ışığın sesi kadar yumuşak ve sakin bir bekleyiş bu. Yalnızlığın hırçın kollarından düştüğüm düşlerden sonra mavi bir serinliğin dudağındaki izi gibi, tuzunu denize bırakmış bir sensizlik var şu günlerde üzerimde. Benimle misin var mısın yok musun sorularını parçalayıp attığım uçurumlardan savrulanların peşinden gitmiyorum artık. Varlığını hissediyorsam yağmurlar bulutlar güneş ve yıldızlar hala gökyüzündeyse ve ben nefes alıp hala bu kalbi yaşatıyorsam işte en az onlar kadar gerçeksin ve düşler kadar yalan…
Bu yüzden şimdilik yani bir sonraki fırtınaya kadar yelkenlerimi doldurmayan bir serinlikte yürüyorum bu deniz üzerinde. Uzun zamandan sonra ilk defa sensiz düşünebiliyorum kendimi. Senden gerçekliğinden çok varlığın önemli son günlerde. Güneşten aydan yıldızdan bir parça olmadığımı anladığım ve onlardan uzak yaşadığımı hissettiğimden beri sahiplenmeden ama onları her an yanımda üzerimde kalbimde bilerek yaşadığım gibi yaşıyorum seninle. Seni sevgilim olduğun günlerdeki gibi özlemeyi rafa kaldırdım arada yastığıma sarıldığımda yada birkaç satır dilime dolandığında bıçak gibi düşseler de sırtıma söküp yerinden çıkartıyorum acısı baki kalsa da anlayacağın seni özlemeyi de erteliyorum son günlerde. Anılarımdaki adam demek yok hayır yakıştıramıyorum bunu içimdeki adı yokluk ve varlık olan duyguya, en iyisi diyorum kitaplarda anlatılan aşkların adamı ol ve ben bir kahramanı sevmiş gibi sevmiş olayım seni. yada radyoda arkası yarınların cazibeli sesinde hayat bulan bir öykünün anlatıcısı ol. Her anlattığın hikayedeki asıl adam. Ve arkası bitmeyen her hikayede kendini bulan bir kadın olayım bende. Bu daha sahici sanki. Var olan ama aslında olmayan. Bu bizi daha iyi anlatmıyor mu.
Salkım salkım dökülüyordum uçurumlardan ve her an düşüyor gibiydim dalların uclarından. Bir yaprak dökümü değildim ama hiçbir zaman bahar gibi de giyinmedim. Ne kendimi ne seni. şimdilerde bir elim dalların birinden tutunmuş gibi kendimin ellerinden mi tuttum nedir.. ayaklarım yıllardan sonra ilk defa toprağa basacak gibi. Kendimi aynalara baktığımda görebilecek miyim artık. Kim bilir belki de bu sabah benim için doğacak gün ve ben kendim için yaşamaya başlayacağım belki de. Sen gördüğüm her şeyin arkasında gizlenmiş olsan da bunu söylemeyeceğim kalbime. Bir fırtına daha hırçın kollarıyla sarıncaya dek beni, sen yoksun ben varım. Ben… o aşkların adamı olan adamın diğer yarısıyım…
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla