Seninle yapmayı sevmedigim nerdeyse tek sey, acele etmek... Bu, guzel bi kadeh sarabı limonata icer gibi lıkır lıkır icmeye calısmaya benziyor....
Halbuki guzel bi sarabı icerken, once onu hazırlamanın zevkini cıkaracaksın... Once sisenin uzerinde ne varsa yavas yavas cıkaracaksın, sonra siseyi eline alıp o biraz agır, biraz oynak, biraz terden sogumus ten sıcaklıgında verdigi çırılçıplak hissi, hafif calkalayıp o isterik sesini duyacaksın...Sonra ellerini sisenin uzerinde yavas yavas gezdirip o muhtesem kıvrımları hissedeceksin....Sonra gozlerinin onune kaldırıp karsıdan gelen ısıga tutacaksın siseyi, o aşktan kıpkırmızı yanan dudak gibi rengini, icinde sakladıgı atesi goreceksin gozunle....
Sonra yavaş yavaş... acacaksın siseyi... :-)) Dunya uzerinde ilk, tek ve sadece o an yasanan o muhtesem alışverişin cıkarttıgı essiz sesi duyacaksın....Sonra koklayacaksın siseden cıkan o terli buharı... Sonra sarabı kadehle, yani gun ısıgıyla temas ettirme anı gelecek... Terli bir geceden sonra uzerine gunes ısıklarının dustugu ilk an gibi, gecenin sonu gelecek sarap icin..Sarap kendini rahatlamıs ve omrunun sonuna kadar sahibine adamıs hissedecek ve kadehin icerisinden sana bakacak, dudakların ne zaman yine onun kıpkırmızılıgında kaybolacak diye...
Askım... Sarabım.....
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta