Aşk Kendine Lekelenmişti Elisya

Hayrettin Taylan
1968

ŞİİR


23

TAKİPÇİ

Aşk Kendine Lekelenmişti Elisya

-Hiç gitmediğim hep gittiğim yeni sende kalışların zemherisindeyim.Zehrinin aktığı sessizliği var gözlerinin diyemedikleri. Lanetler okumak defterini dürüyorum. Ahlarımın göğü seni huzurundan edecek ve sızılı kımıltısında gömecek seni aşk ve hayat.
-Dokunamayacağım passız hislerin gül pınarıyım.Gülemediğin her demin güleç kaynağıyım.

-Kelebeklerin okuduğu şarkıların dilinde seni sunmaktan kaçınıyorum
Bulutların cinayetinden sana değen doluların dolu haliyim.Dokunma isyanlarıma Elisya.
Habil’in kabulünden içtim gelecek aşkı.Habil gibi hak olana, haklı olana, ger_çek olana ulandım.
Yarin çatlayan sevda toprağında deklere değiyor sana diyemediklerim.
-Ayın mavi çizimlerinden sana benzemeyen sana bakıyorum.Benden giden” sen’den “ eser yok…Kendi sevilerin katil leyla’sı olarak kalacaksın. Taş üstüne taş kalacak; ama taş kalbinde bir şey kalır mı bilemem.
-Acının arz resimleri arzuhaline sunulur.Şeffaf sevdamın berraklarında suretin mısra mısra dizilir kahrına.

Olana ve ölene dek suskuların mekanik çizgisinde kendimi bulamam Elisya.
Beyaza kaviydi kalem, güle seviydi kırmızı.Aşk

-Leyla’ın bağrında kızıllığını, Şirin’in kahrında berraklığını yitirmiş.
-Tutku, Mecnun’un “us”tan kaçışından, Ferhat’ın dağı delerken kaybettiği azimden,ben’im seni isterken kaybettiğim gururdan infilak olmuş hislerin dili olmuş.
O kadar saf ve temizdi ki aşk ve tutku ben sevdikçe seni tel tel, dil dil, sevi sevi , özlem özlem, visal visal kayboldu .Şimdi kirlenmiş, genetiği bozulmuş yapma sevdaların salıncağında öylesi demleri yaşamayı sallandırıyoruz. Adına aşk diyoruz sevişmeler sırasında.
-Lekelenmişti aşk. Siyahlaşmanın mağduru yüreğimde islerin var. Hislerim ile islerin arasında sisler bulvarının dönemecindeyim. Sana dönmeyi aşk bildim.
-Sökülesi yok sol yanımdaki senli düğümler. Tefsiri edilmiş kutsi sevilerimin okuntularında celaline kayıtlar sundum …
-Kendime döndüm biraz.Kendime alıştım biraz.Kendimde olmayışının kara kışlarına iklim oldum.
-Hangi gecenin ay hecesinde sussam şem yanar, Şems ağlar Mevlişe olup dönersin bahtımın saltanatında.
Neyin çığlığında dile gelir mistik hazlarım. Bedelsiz sende kalışların döngülerinde hoşa gelir, koşa gelir aşk.
Hoş ve görmek kardeş olur. Hoş Farsça, görmek Türkçe…Kardeşliğe bak dünyanın en güzel kelimesini doğuruyor :Hoşgörü
Ebabil seherinde susuyorum.Hoşsohbetine dileniyorum. Hoşgörüne bırakıyorum kendimi.
Hoşça kallarını derliyorum gözlerinden damlalar akarken kallara.
Gidememekten mamul kaderim, senden kalmak kallavi kederim.

Bir günlerimize çağıldayan pınarların n/arındayım. Su ile ateşin aynasında zamana yamalandı sevilerim.
Bu tanımsız, bu anlatılmaz ancak yaşanır çilemin lal masalında peri de cadı da giden, kaybeden de sensin Elisya.

Şimdi iki rekat sensizliğin secdesindeyim. Bu sevi yüreğin kıratında güzel düşlerimin sırat mesafesine kadim kılsın Rabbim.
-Beni bana yazsın aşk ve aşkın kaderi.Sen kendine kederler yazan kadercinin ciğerci kedisi.Ciğerimden sana aşk yok.

Hayrettin Taylan
Kayıt Tarihi : 27.1.2011 23:45:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Hayrettin Taylan