Aşk, her gün öğünümüze düşürdüğümüz saydam yalnızlığın resmi
Mağrur kırılmışlıklarımızın hazin iskelesinde yüreğimizi tamir vakti
Çoğul düşünüşlerimizin korkularla betimlenen en tanımsız sureti
Aşk ki, iç çekişlerimizin kendi yoksulluğuna kaynayan hüzün kemiği
Kaşığımdaki lokmayla geldi kokun içimin kapalı odalarına, sevdanın koyu gölgesinden seni izlerken. Yamalı yelkenliler geçiyordu çok uzaklardan, ben özlemin nöbetleriyle bir sahilde titrerken. Yosunlar biriktirmişsin yokluğumun dolaplarında yar, kilitli kapılar ardında sesimin özlemine ağlarken, susup yokluğuna ah, kıymık sancılarla gözlerinden ben aşk olup akarken. Yanağına tuz düşürdüm yine, oradan süzülüp yüreğime sen bir denizce akar iken.
Bir türkü yak...
Yanık bir türkü yak
Hüznünden kainat ağlasın
Beni anlatsın
Sen ol nağmelerde
Yankılansın dağ doruklarında
Devamını Oku
Yanık bir türkü yak
Hüznünden kainat ağlasın
Beni anlatsın
Sen ol nağmelerde
Yankılansın dağ doruklarında




Günler devrilir sustukça kendimize, ömürler tükenir, gönlümüz yokluğa gücenir ve gün gelir unutuluşa alınan biletlerle aşkın engelleri çürük bir gemiyle de olsa mutlaka geçilir.
Öyle diyorsa şair, öyledir.
Güzel ve ustaca. Kutluyorum kalemi ve yazan yüreği.
isyan süpürüyor çöpçüler...Üstadım anlatımınız pek güzel..ifadeleriniz çok özgün..kutlarım
candan tebrikkkkk
Bu şiir ile ilgili 3 tane yorum bulunmakta