“Yağmurlu bir sabah başladı buralarda ve yine sen yoksun. Zor geldi sensizlik, yağmurdan olsa gerek. Bir damla çiselediğini görsem, hemen hatırıma geliyor ne kadar sevdiğin.
Ne vardı ki; yağmurlu sabahları unutup, senden gidecek kadar?
Her şey yerli yerinde. Sokaklar yine boş sabahın ilk ışıklarında. Hatta sokağın ilerisinden bir araba alarmı sesi yükseldi az önce. Pazar gününün dinginliğine meydan okumanın yanında, bir de varlığını hatırlatıyor sanki canhıraş kavgaların.
“Kasım sabahı” diyorlar bu sabahlara. Aşk, yağmur, melankoli kokarmış. Bana göre bir de sensizlik kokuyor…
“Kasım’da aşk başkadır” diyorlar ya, asıl sensizlik başka Kasım’da!
Yağmur da başka!
Sevgilim,
Dinle sevdiğim, bu ayrılık saatidir.
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Devamını Oku
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.