Değişir rüzgarın yönü,
Solar ansızın yapraklar;
Şaşırır yolunu denizde gemi,
Boşuna bir liman arar.
Gülüşü bir yabancının,
Çalmıştır senden sevdiğini;
İçinde biriken zehir,
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Ölümdür yaşanan tek başına
Aşk iki kişiliktir.....
Güzel bir anlatım, ölümü insan tek başına yaşamak zorundadır,
Ama sevgi iki kişiliktir.
Karşılıksız sevgide bile bu böyledir.....
Tebrikler...
bu şiir bana birisini hatırlattı o da bu şiiri cok severdi...
ananızide babanızide sizide sikeyım
iki kişilk yalnızlıklar nasıl oluyor peki?
Aşk tek kişiliktir! .. (12 beyit)
Gün geçtikce büyüyor aşk içimde...
Sığamıyor! ..bu şiirler, taşmadır...
Birbirine benzemez bir biçimde...
Şiirler ki boyut - boyut aşmadır...
Her geçen yıl hep ileri - ileri...
Adım attı...hep büyüdü...büyüttü...
Ne kayboldu, ne terketti bu yeri...
Sardı sarmaladı...gönül uyuttu...
Varsa da her yangını bir söndüren...
Benimkini: sevgiliden bir sadâ...
Dedim ya bir “Merhaba” tek dileğim!
Eğer devam ederse, o da caba...
Bilemem! ..Biliyor mu? der iseniz...
Bilmiyorsa bilmese de...silemem...
Farz edin ki bir hayale âşığım...
O da sevsin diye beni...sevemem.. .
Şu Ataol Behramoğlu...demiş ki
“Aşk iki kişiliktir” doğru mu bu? ..
İnsan, “sevsin beni” diye...sevmez ki...
Bu gerekmez hiç! ..sevmem için O’nu!
. -. -.
Bir sevgili ki kırk yıldan fazladır...
Durur şu gönlümde içim sızlatır...
Aşk tek kişiliktir ki doğar...ölmez! ..
Ölüm tek kişiliktir...kimse bilmez! ..
Atakan KARTALTEPE'07
''ölümdür yaşanan tek başına
aşk iki kişiliktir''çoktaaan bir vecize olarak hayatımıza karıştı bile bu mısralar....
ölüm yalnız güzeldir
aşk yalnızsa ölümdür ve kalabalık bir ölüm
tebrikler
Aşk iki kişi olunca güzeldir belkide çok az acıtır insanın canını ama ölüm tek kişilik olmaya mecburdur...
burası reklam panosu değil arkadaş böyle güzel bir şiirin altına bilmem kimin mail adresini veremezsin..şaire saygısızlık bu...
şiire gelince mükemmel ancak bu şiire yeterli kelime bulunamadığından söyleyebileceğim bir söz..ancak aşk iki kişilik değil ataol bahremoğlu..üstadım aşk gerçekten iki kişilik değil..benim de yaşadıklarımdan öğrendiğim birşey var..ve güzel şeyler de bitebilioyr ...saygılarımla üstadım..........
burası reklam panosu değil arkadaş böyle güzel bir şiirin altına bilmem kimin mail adresini veremezsin..şaire saygısızlık bu...
şiire gelince mükemmel ancak bu şiire yeterli kelime bulunamadığından söyleyebileceğim bir söz..ancak aşk iki kişilik değil ataol bahremoğlu..üstadım aşk gerçekten iki kişilik değil..benim de yaşadıklarımdan öğrendiğim birşey var..ve güzel şeyler de bitebilioyr ...saygılarımla üstadım..........
Bu şiir ile ilgili 137 tane yorum bulunmakta