Aşk İçin Islık Çal Şiiri - Dursun Özden 3

Dursun Özden 3
251

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Aşk İçin Islık Çal

taksim’de aşk için ıslık çal

özgür ve yaramazım; şımarık, çocukça
güneşi içtim, yüreğine dokundum, hakça
ve acını hissettim, gıdıklandım dokundukça
kanayan, bu dünyadaki tüm acılar, kötülükler
adaletsizlikler, şu tanrıya olan inancı azalttı mı?
eğer tanrı, sevgi gibi bir şey değilse, neye yarar
mazlumlar-o güçsüzler sürünüyorsa, ölüyorlarsa
her acı-sevgi söylenmez, dokundukça hissedilir
severken de terk edersin, kaçarsın kendinden
ve ben seni, 43 yıl önce de gördüm, sevdim
77, 1 mayıs’ta; ben de, bu yoldan geçtim
süzülen kırlangıç mavisi, yıldızlarım kaydı
tükenmeyen o düşman alçaktı, kaypaktı
denizin göğsüne yaslandım, acımasızdı
şu mazlumların tek arzusu, umutlarıydı
esneyen göğüs kafesleri-çelikten yaydı
demiri demirle, insanı insanla döven el
örse vuran o çekiç, oraka düzen verdi
alın teri kor oldu, köze can verdi-o şiirci
ve çeliğe su verdi, suyu yakan o demirci
dirildi emekçiler, orak-çekiç kendine geldi
kor ateşi içen kuzenim, gözünde alev vardı
düzenin nasırına bastı ve pazusu çelik kalkan
kızılca meydan, taksim kan, al sancaklı serkan

bu meydan, kanlı meydan, kızıl gelincik şafağı, ayın şavkı vurur yüzümüze
yüz görümlük gelin alı sancağı, şehitlikte yatan vanlı-edirneli-niğdeli-tokatlı
dört nala gelen sancaktar süvari ulubatlı, küheylanı denize süren beyaz atlı
beti-bereketi, hanı, hamamı, sansaryanı, zindanı, kavgası ve sevdası balatlı
ah ki-ah! bu kent can çekişiyor, yedi tepe göt kafes ve son nefes, katlı-yatlı

istanbul’un sırdaş kimlik kartı taksim anıtı, kitlesel panik
kanlı pazara, bu meydandaki tüm katliamlara, canlı tanık
bu meydan, canlı meydan, vuruldu düştü, gencecik fidan
elvan, kara kalem kaşlı, yoksul bir çocuktu, bu körpe can
bir elinde ekmek, öteki elinde kalemi, defteri ve kitabı tek
bir anne çığlığı yankılandı, ayaklar çıplak, kanayan toprak
ve istanbul geziparkı büyük meydan savaşında-aktı al kan
atlar, ağaçlar ayakta ölür, vurmayın-kıymayın, onlar da can
ve siz, sarayın efendileri; emeği, umudu, yarınları çalarken
saz ve keman çalan, ıslık çalan özgür gençlik, kalktı ayağa
dar ağacından kan damladı şafağa-kızıl şafakta koptu tufan
ah!.. bayazıt meydanı’nda vuruldu bir genç, o emeksiz turan
kurşun yarası, açan kızıl bir karanfildi alnında, o özgür taylan
onlar vatan savunmasında ön safta-bu tarafta-ölüme koşan

ve kemal geliyor baştan, fabrika dağdan taştan
göz-gez-arpacık, tetikçi nişangahı-pusudan
gecesi aydınlık, şafağı baş kaldıran al-tan
ey çarkçıbaşı! söndü mü? gözünün feri
gemi su alıyor, iskele tam yol, ileri!..
bak hele can-tutulmuş suyun başı
dönmüyor değirmenin koca taşı
unu eleyip, o eleği duvara astık
nasırlı elimizde, bir kanlı yastık
gözeden su gelmiyor, gelmiyor
düzen değişti, dost el vermiyor
çark dönmüyor, gün dönmüyor
yüce emek, en kutsi değer mi?
her taraf yangın yeri, o şer mi?
katili kutsayan siz, o insan seli
asalak, obur, vampir, o kir mi?
mazlumun ahı, kötülük şahı zin
doğayı kemiren, o kendi neslin
çirkindi o şeytani yaratıklar, cin
tabutluk kanlı sırça köşkleri, kin
cennet için, yanmaya değer mi?
bu kavga ekmek-barış-aşkı şiirin
her şeye karşın; çocuk şöleni için
ah!.. mazlum, vicdanlı, adalet demi
öyleyse, sevi medeniyeti yaşasın emi!

DURSUN ÖZDEN

Dursun Özden 3
Kayıt Tarihi : 10.1.2021 01:30:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Dursun Özden 3