Aşk-ı Zehir-Beyaz Şairler Kahvehanesi G ...

Engin Demirci
946

ŞİİR


61

TAKİPÇİ

Aşk-ı Zehir-Beyaz Şairler Kahvehanesi Garip Çoban Sıradışı Aşkın Renk'leri -www.beyazrenkler.org

Aşk-ı Zehir-Beyaz Şairler Kahvehanesi > Garip Çoban Sıradışı > Aşkın Renk'leri -www.beyazrenkler.org

----------------------------------------

Aşk-ı Zehir

Ortak bir şeyleri olmayanların ortaklığı dua.
Şüphelere karşı tevekkülüm.
Kadere iman edenin kederlerine etkili güçlü dualarım.
Belleğini yıtiren toplum üzerinde davetsiz misafir çaresizlikteki yalnızlıklar.
Günlük hayatın eleştirisi ötekiyle karşılaşma.
Dostluk anlayışları entelektüeo mahremiyetimizin dönüşü çağda.
Yüzleşen ilkselle bense
her şeyi terk edenlerin ortak dillerinde
sinsileyle ölmekte olanları düşünmeye başladım.
Uzun saatlerim fenafillahta oldu.

Birbirinde yüz yüze geldiğinde bizi cezbeden davetsiz misafir.
Gerçek değerlerin ortaklaşa sahip olduğumuz şeyler değil.
Dem dem duaların ruha raksettiği vakt-i seherde
sevginin bereketi doluyor içimize ey sevgili
Çok bekledim azda çoğunu, şimdi sakın gelme ben bir kez öldüm! ...

Merak edenlere seslenir merak ettiklerimiz.
Duygu gücünde keyfini bile özlemiş dizelerim.
Güzel zamanları yad ediyoruz.
Dünden bugüne taşıyoruz yarını.
Yıllardır yazılan dizelerin duasıyla besleniyor yüreğin.
Senin yolculuğunun sohbetıni derliyoruz şiirlerime aktıkça ruhun.
Aktarılanlar yoğun bir hüzün ve umutsuzluk yaratıyor.
Gündelik yaşamımı tehdit eder oldu yaşananlar.
Maruz kaldıklarım yazılamaz.
Zorluk çekiyor nefes alışlarım secdede.
Geleceğe dair karamsarliklar yaratıyor elbette.
Kendını aradan çekmen yabanıl bir sevgili rolü

Her şey sestedir krizantemler gizlemek için kusurumu için için çığrışıyorlar.
Ve aşk garip karşılaşmaktan kımıltısız duygulara çığlık ölüm.
Bir göz atınca seçilmiş sözlerle gücenmişizdir sevgiliye.
ua anlamının içinde ters dönmüş kalplere inat.
Kaderdir der insanın konuşamayan aklının içi.
Uykulu günden güne uykusunu alamamış düşlerinin coşumları.
Bir sıra karışıklığı dolduruyor aklı adsız binmiş duyguları kırpılmayanlar.
Bir giz varmış gibi davranır kimse yoktu gözyaşında.
Gövdesinde insan bir parçalanmada duygulara sadakatle vakti yok.
Uyanık zeka kuşkulu yüzler ellerini kavuşturuyor boğulanlar sonsuzluktan.
Öğrenebilirim yerlerime inat dualarla uçmayı
Çok bekledim azda çoğunu, şimdi sakın gelme ben bir kez öldüm! ...

Mantıklı ve tutarlı saçmalıktan vazgeçerek
mantıksız ve tutarsız bir saçmalığa sarılmada
gölgelerini yanında taşıyanların sevgileri.
Girdapları kuşkucu bir çağda yaşadığını söylüyor yalnızlıklara doyamayanlarca.
Safça kıyamadıklarına yığın yığın tanık oluyoruz.
Uzantısı çoğaldıkça şaşırtıcı bakışları aynadaki yüze hasret hararetli.
Ahsen-i vakitlerde kalbimin hırsızı sensin diyor şişkinlikte gizliciliğe yanları.
Hiçbir zaman hiçbir gerçek gizi acıklamaz ölenleri.
Özlenenleri açıklayan bakışta kalbi olumlayan duadasın
gizli bir şeyin varlığında sabahlar ölümlerim.

İçi boş gizde kendi korkuları ve umutları
Her şeyi açık açık sorgular.
Karabasanlaşan duyguda sevgi son derece çocukça düşkün.
Çok bekledim azda çoğunu, şimdi sakın gelme ben bir kez öldüm! ...

Daha büyük bir şeye inanıyorum.
Kalbi, aklı, duygular, dili uyuşuklaşmış arasında nerdesin?
İnsanı vücutsuz bir zihin olarak tasarlıyoruz.
Hadi aç keyfince hesaplaş dürüst ol
içli dışlı bir kere boz kuruyan gönlünün fendinin.
Açlık kirliliğinde çıktık bu yola.
Anı anında acından ölüyor sevgiye susayan gönülle.
Acı geçirilen günlerin anısından ürküyor
sayıklamalarla tutulmuş sevgi gönüllerde.
Çok bekledim azda çoğunu, şimdi sakın gelme ben bir kez öldüm! ...

Bir büyülenmişlik içinde dört yanımda seyrediyorum
üst üste yığılmış insanları.
Birbirini izliyor dertlerine derman olamayanlar.
Dua hicran seferinde niçin olduğunu biliyordu cemalinde.
Ya o yùz kelebek ömürlü çok uzun hayatlar
yırtık pırtık müsvedde düşkün yoksullukta

Ortak bir tutum takınılmayla temizlenır elbirliğiyle arzın genişliğinde.
Mucize göstergeler insanın birazcık emeği olsa.
Adım adım sürüklüyordum vücudumu uzun bir mola.
Anda biraz su içtim yürüdüm inen her kar tanesini gözlerimle izliyordum.
Beynimde bir sıcaklık duyuyordum.
Şakaklarım bir tuhaf zonkluyordu.
Yukarıda bir mezarlık gördüm dirseklerim dizlerimde,
başım avuçlarımda oturdum.
Çok bekledim azda çoğunu, şimdi sakın gelme ben bir kez öldüm! ...

Büzülmüş gece rahat ettim bağrımdaki hafif ağrıyıda hissetmez oldum.
Hayal edenlerin kucağında doğmamış sevgiyi gördüm.
Deli dervişi hayal ediyordum.
yok olmayı özledim, duygulandım, ağladım.
Sefaleti bitip tùkenmek bilmiyordu insanın.
Ansızın ayağa kalktım bastım küfürü açsınız aşkın aşlığına diye

Sürgünler çağinda yarım kalmış hayat
yaşayan melankoli dolu ruhun öyküsünü yansıtıyor dualarım.
Duyguların sokaklarında hala kendi halinde dolanan deli dervişti.
Görenlerin garipsiyerek baktıkları aklı kıt bir adam.
Yaşadıkları ve gördüklerinde kendini hep sürgünde hissetmişti.
Yaşamı gözü önünden akmaya başlar.
Acılar, umutlar, aşklar,kırıklıklar insan yaşamı hümanist temelli bir bakış atar.
İmkanı verir acılar okumasına elinde olanların değerlerinin bilmediği şansı.
Aynanın derinliğinde bir beden size bakıyordu.
Yüzümüzün bakışları hiçbir zaman terk etmedi.
İki dünyasını tehlike altına atandan kurtulduktan sonrası
kendisine verdiği söz üzerine sevgide ihlaller.
Çok bekledim azda çoğunu, şimdi sakın gelme ben bir kez öldüm! ...

Hafifçe gülümsersiniz önünde bir çay daha istermisiniz?
Kokusunu içime çektim bir odada bulduğum bir zamanlar oturduğum.
Kendimi birdenbire açılan kapının ev sahibim kadın göründü.
Tam vaktinde aklım başımdan gitmişti.
Uzaklaştım acıdan ölen sarhoş gibi yürürken.

Sözünü ettiğim vakt-i ikrada uyuyormu?
Birden merak ettim dayanamadım.
Hadi diyelim bu dünyadan göçmüş olan kimle tanışmış ruhu.
Bana alınması artık gerekmiyor.
Ölmüşüm başka bir deyişle.
Ayaklar altına almış olmuyor mu?
Çiğnenmesine Göz yummuş olmuyor mu yalnızlığın! .
Neden sesini çıkarmıyor azap?
Neden kirlilik hikmetlerde
hiç de azımsanamayacak kimseye yararı yok sevginin.
Telif hakkı duada aşıkların aşkının
Çok bekledim azda çoğunu, şimdi sakın gelme ben bir kez öldüm! ...

Çokça kaçma teşebbüsünde bulundu
her seferinde yakalandı kalbe geri verildi ellerim.
Hala özümsememişim misafir olarak dünyayı.
Özgür, başıboş, modern hayatla ebedi kaygı
ve sorumlulukları uzak çekiciliği nefsin korkulu rüyaları.

Bir ezen-ezilen gerçekliğine hapsedilmiş şükürler.
Kendilerini sömüren gelişmiş modern,güçlü insana hediye edilmiş
dünya nimetleri aşağılanır sevgisiz sohbetlerde.
Tacize uğruyor duygu,egemen yalnızlıkta.
Yaşam karşısında öfkelenmiş sıfırlanmış uçlarımız.
Sözünde umut yönünde dengeler yalnızlık duygusu yaşar.
Kısmen şıkayette insanları sınayan dilsizlik
ve suskunlukta beslenene heyecan katar
has zekayı nimet görmeyenlerin yalnızlık hissi.
Çok bekledim azda çoğunu, şimdi sakın gelme ben bir kez öldüm! ...

Sert eleştirilere maruz kaldı bana çok şey öğretti deli derviş.
Benim için çok değerli aklı kıt adam dostluğumuz yenide olsa.
Buradan uzakta yaşıyor aşkın en güzel yılları.
Bir ölüm, bir başlangıç ötekinin savaşı.
Karamsarlığın dibine dalan yoğun yalnızlık duygusuyla yaşıyor.
Hiçliğin kısır döngüsü bu denli gerilimli olmamış.
Bilinemezliğin merakı tekdüzeleşen
ve ezber hale gelen dünyanın panzehiri kalbin kapısında köle olan dualar.
Söylenmeyi bırak şimdi hareket etme zamanı secdede yalnızlığa darbe.
Söylediklerini yaşayamayanların dili ile bedeni arasında kalmış kalpteki sevgi.

Yaşamanın neresindeyiz?
Nefsiyle dünya sevgisinde sevgilinin sevgisi diyenlerin
Çok bekledim azda çoğunu, şimdi sakın gelme ben bir kez öldüm! ...

Hayat kırıklığı hep dokundu üçgeninde
geçmiş bir ömrün içli sahibi aklı kıt adam.
İnsanların ziyan içinde olmaları dokunuyor.
Ömrümde ilk kez ansızın içimde bir ferahlık hissettim
iki kabir arasında kaldığımı görünce azda olsa elimden geleni yapmaya çalışıyorum.

Kelebek olmak isteyenlerle dolu yolculuğumdaki bedenlerin içi yoksul.
Kibar hırsızlıklarımıza ölçüt olmayınca sevgi.
Masumane bir ifade alıntı dilde handikaplarla dolu duygu.
Esinlenmeler yaşanamayan tartışmaları aktarmaya havale ediyor.
Kör bir birey olmak dillere destan.
Bir kişi içerisinde üç farklı ses.
Çok benzıyor tahlil edemedikleriyle samimiyeti.
Sevgiye değil yalnızlığa geldiler ve kaldılar
Çok bekledim azda çoğunu, şimdi sakın gelme ben bir kez öldüm! ...

Geride az ama birbirinden değerli gerçekçi ve süssüz zamanlar kaldı.
Ekmek gibi bereketliydi avare yıllarda gizli günlükler.
İlk hecesinde unutulmuş aşk sessizlikle kuşatıldı.
Heyecan uyandıranlar ipin ucunda süzülüyor.
Uyumsuz, huysuz ve huzursuz bilinç akımının duydukları.
Fazilet duygumun ihtiyacıdır duaların düşünce ikliminde.
Kendi anlam ve değerini arıyorum ruhunda.
Dindarı eksik değil kendimle karşılaşmamın.
Aşılmaz çelişkilerde sevgi model olmuş.
Zeminimde parçalananlar sentezinde ahlak-i fantezilerinde
kendimi kaçırmadan üstleniyor inşa ettiklerim sevgiyi.
Makamı gönül olanda nefesim.
Borçlu olduğum anlam
ve değerde göçüyorum yeniden doğmaya sevgin içimde
Çok bekledim azda çoğunu, şimdi sakın gelme ben bir kez öldüm! ...

Açılan penceremde bir ömür kendi olan sevgili.
Etiklere ihtiyaç duymuyor içimdeki hazine.
Komşuluğun niyet mutfağımda emanet oluşun.
İlahi lütufta doyuruyor duaların.
Kendi kendime yetmiyorum.

Ben ve ötekiler arasındasın en büyük hayalim.
Yeni dünya kuralım duyarlı ruhumuzda.
Gerçeğe yakın olan can veren dualarla aşkı, şevki, meşki yaşamak için.
Manayı keşfediyor özümüz besmelenin vazifesinde.
İlahi mum ellerin olmazsa karanlıktır hamurum.
Canımın menzilinde fena şevksin.
Zikrediyor dilim maşukum oluşunda bağlıyorsun gönlümü.
Virane halimi hor görüyor vedud olan.
Elbet gönlümde sabah olacak alışacağım tatlı bakışında.
Sırrı benim sevdanda iki gözlü kaderi benmi!
Çok bekledim azda çoğunu, şimdi sakın gelme ben bir kez öldüm! ...

Dert ortağım dermanımsın
etrafına bak nasıl sarmaş dolaş olmuşsun ölünce bitecekte.
Ruh ve nefis arasında bir anda günes yeniden doğuyor.
Tevvab makamında aşkımın gùnahı sensin.

Böyle gitmek olurmu?
Seni düşündükçe beni koruyor duaların.
Kaçıncı bu değil deyişim.
Geri dönüyor istidatında tohumunda filizler.
Gölge çiçeğimde senin sözün ne?
Sevdik sevdalandık yüz yüze gidesim gelmedi.
Revamı aşk-ı viranede severken tesellin sarıyor dua dua gönlümü.
Bazen değermi bu hicranın sevgilim.
Aklım terk etti beni tutuklandı ruhunda.
Dermanım ne varsa bende var diyor aşkında.
Haleti ruhuyende meşkim rüyanda ayna.
Sevda yüzlüm fasıl fasıl meğer usulünde fermanım aşkınla yoldan çıktı.
Çok bekledim azda çoğunu, şimdi sakın gelme ben bir kez öldüm! ...

Bilmem cevap vermeye gerek varmı?
Bizi bize suçsuz gösteren uzaklara gitsede çoşkuyla yüzyüze.
Hazır olan aç gözlere dönüşen imkansız bir aşk.
Eril ahlakımızın bir ürünü sevgili.
Öyle bir coşkuyla sevgi ve saygı betimlıyor bir kelimede okunan.
Okunanda ucu garip bir güzelleme köleliğim bıkmadıklarımda.
İş bilir bir gülümseme aykırı sonda.
Artan iç zehrin sayfalarında düğümlenene dayanıyor.
Kuraklığım azalmıyor yanaşan diğerinde asıl delilik çırılçıplak bir insan.
Aşk bana söz verdi adım yalnızlık benim.
tek bir sonda iki yaşamla ıstırap verici bir sığınak.
Billurlaşanların intihara meyilli yanında yaratıcı görünüyor insan.
Kendine yeniden doğuş vaat ederken aşk
Çok bekledim azda çoğunu, şimdi sakın gelme ben bir kez öldüm! ...

Aşkın saf hali yetmiyor günümüz insanına.

İçi yoksul duyguların.
Göze görünen aşık olunanda figür.
Aşkı yaşadığına inanan aşkın örüntüsünde dirilmeyecek aşk.
Aşk uğruna ölmekten başka yazmak sayfalarca melankolik bir bakış.
Aşkı geri çağırıyoruz sürekli sevgisiz kalple.
Bestelenmiş gerçek bir aşk şarkısı arıyor ruhum.
Ben duymadım ben görmedim çoktan ölenlerde dirilmeyecek.
Aşkı yaşadığına inananlar yok.
Rahat nefes alıp veriyor sanki hayat aşkla.
Samimileşıyor, zenginleşiyor sevgili ruhta.
Yer yok artık çok miktarda ışıltılı hayata.
Aşkı daha derin kazımak lazım aşkla.
Ve kırmak gerek yalnızlıktan kalıplaşmış tanımlarına inat.
Doğurgan gizemli hüzün aşk halinde

Çok bekledim azda çoğunu, şimdi sakın gelme ben bir kez öldüm! ...

Senden umut kesildi gönül.
Bilindik bakısın dışına çıkarak.
Sonra, sonra neler oldu gönül.

Net bir yanıt veremeden heyecanla atıldı hayat ùzülen gözyaşlarımda.
Her damlada ölümler başkalaştırdı.
Yüreğimin kuytu sayfalarında saklı hazır bir noktaya gelir duaların.
Tehlikesiyle yüz yüze yaşamsal duyguda azalır sevgi.
Düşùncemin yaşamdan koparılmış tercümanı bakışlarım.
İlkel olarak atfedilen her şeyde her an yaşar aşk.
İç içedir gizli tutku.
Kendi halime terk edildim arayan insanda.
Yaşam zayıflar, kişiler zayıflar aşk kalır duaların var edilen yüzünde.
Susar gibi senden büsbütün yiten.
İçi aşk dolu içi yoksul aykırı kuraldışı inanan ruhumda tahirle, zühre aşkı
Çok bekledim azda çoğunu, şimdi sakın gelme ben bir kez öldüm! ...

Sırrının tutsağı olanlar arasında ruhumda sırsın.
Bazı sözlerin cevabı cevapsız bırakıldıkça ahiret için kanaatimsin.
Tefekkürümün bereketisin.
Hayata garez küfürüm hatamın ve günahlarımın diyemedikleri.
İmkanlarım hayatı heder etmedi harıl harıl dualarım yaşadıklarıma.
Müezzin yüreğim secdedeki aşkımda besmelenin izinde saklısın ey sevgili.
Bir imam’da olmasa kılacak cenaze namazımı
Esen rüzgarın selası yeter dünyalık bedenimize

Hüsnü şahadet olacak vefan.
Hiç de masum bir haz değil benim payıma düşen hisse.
Bölünmùş güç itaat ederek ruhun rüzgarla dans ediyor.
Mayamda insanlar hep arınmış.
Yollar ne kadar farklı olsa da menzilim sensin ey sevgili.
Aşkın kökeni kendini arayan insanda uçurumun kenarı.
Kalbine oturan kısa sözcükte anlaşan aşktansın

Çok bekledim azda çoğunu, şimdi sakın gelme ben bir kez öldüm! ...

Bana bir acayip hal oldu.
İndim etrafı dolandım tertemiz kılındın
huşu içınde göğsünü gere gere divanına yürüyorum.
Kazanılacak bir zafer istiyor ruhum.
Parmak ısırtan bir aşkın mücadelesi.
Ben yüreğinin ayak seslerini cennette duyacam.
Bir tabu daha yıkıldı yüreğimde aşık oluşumla.

Yine bugün yaralandım ikrarımın beli büküldü.
Gönlümde dermansın yara yara gün doğdukça.
Başardın kalbim düştüm el ayaktan tut elimden kaldır beni ey sevgili.
Seni seven aşık yar diyor.
Dört duvarda yasım depreşir sevgim.
Bembeyaz gerçeksin ruhumdan dua dua taştıkça.
Yüreğim çekiliyor yüreğinde unutulmaya çok alıştı.
Söyle kendine dünyada sevgisiz olarak yaşamaktansa sevgilisiz aşkta ölüyorum.
Çok bekledim azda çoğunu, şimdi sakın gelme ben bir kez öldüm! ...

Kendim için ne ifade ediyor yüreğinin dili.
İlginç şair yanıma dahil olan gurbet oluşun.
Yoğun eliştiriler hüküm veriyor divanında.
İçinde ve sana uzak bir gelenek olmuşum.
Yeni hayatın sorususun! .
Mana denizimde halime vuruyorsun.
Dilsizim gökkubenin sesinde mazlum şevkimde aşk.
Bugün yarını söylüyor kabul gören duada.
Sorduğun sorular yüreğinden talihsizliklerde kıskançlık çığlığın.
Viran oluyor yüreğim durağında hayatın.
Gel Allahını seversen elçi ol ruhuma.
Ruhul kudüste görüştüğüm sensin.
Bir çağrı şahitliğin.
Tek taraflı başladı aşk ama bitmez direnişin adı.
Yüreğime karşı duruşun mücadelemiz.
Dar-ı bekaya misafir olacak alt üst olmuş insanlara inat ruhun

Çok bekledim azda çoğunu, şimdi sakın gelme ben bir kez öldüm! ...

Yine gece yolcusu yanarken içim.
Külünü ser hatırandır coşan gönül çeşmeme.
Zor imiş meğer sırrın diyarlarımda bu son olsun derim.
Bir seni düşlemek ikrarım sürgünde.
Bir bestenin engin sesisinde geleneksin.
Defne ediyorum asude yanlarımı sensizlikte geceyi.
Neler ifade ediyor zirveye çıktıkça dualarımın tekrarı.
Bu anlayış hep arayışta sendeki neslimde.

Gelenekten kopan sevgiyle ey sevgili!

ne dir? bu ses.

Mekanımda oluşan varoluşta rol oynuyor attığın tohumlar.
Yahya yanımda sevgiye devrim getiriyor kollektif ruhu sevgilinin.
Özlenen şiirde idrak ediyorum.
Duyuş gerek kalbi olanın dili, dili olanında kalbinin olmadığında örneksin.
Göçe uğruyorum kalbinde
Çok bekledim azda çoğunu, şimdi sakın gelme ben bir kez öldüm! ...

Çığ gibi büyüyor acılar sen diye sarılıp öpüyor.
Kopunca benden güneşin değdiği yerde kanıyor sevdan.
Acılar aşkı eskittiğini sanmış gecenin renginde ayrılırken.
Hüzünle bakışını saklıyor seher bülbülü.
Yaşadıkça düşümde adın kış ve hüzün kıskanır yanar kor olurum.
Büyüyor düşümdeki yolculukla coşuyor ölümler çıplak geliyor.
Zaman duruyor olmuyor ayrılıkla hoşçakal.
Son sigaram yanarken sen yine seni sev yaşadıkça.
Bu benim sevdam dermanı meşkte alışamasamda sensizliğe.
El ele ellerinle seviyorum diye ağlatma.
Dur gitme yar demedin yıkılıyor aşkımın sebebi sevdalım.
Bu benim sevdam karlı yüreğinde
elbet bır gün seninde gelir başına dağlarımın gülü beni ağlatma

Can veriyor aşk yakacağım canını diyor sevgili.
taşı delen dualarınla bir nefesle hadi git diyorsun.
Merak etme sen der gibi üşüyor bakışın.
Çığlık çığlığa kalanlar ardımda bin yemin.
Ağlıyor ölüm bile hasret türküsü gibi gece.
Bir birinden zorlu bir mücadelede savruluyorum.
Uzun yağmurlardan sonra bilmelisin yaz gibi geldiğini meşkin.
Bir yanım bahar sende aşkın mevsimine inat bir yürek atışında gönlüm.
Uçurtmamın ipi uçurumun arasında yıllar sonra.
Bilmelisin karnım aç değil gün sazak ağlıyorum kadınım.
Yolların sonu ama sende neyi aradım.
Bana gelemezsin biliyorum çığlık çığlığa yüreğin şahısın aşkın.
Can çıktı git diyor yakıp kavuruyor sürüler içinde.
Biliyorum bir adım bile gelmen çok bu aşk’a
Çok bekledim azda çoğunu, şimdi sakın gelme ben bir kez öldüm! ...

y.ed….04.05.2009 Garip Çoban Sıradışı
http://www.beyazrenkler.org/forum/showthread.php? p=74100#post74100

Engin Demirci
Kayıt Tarihi : 6.5.2009 16:21:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Yusuf Yazıcıoğlu
    Yusuf Yazıcıoğlu

    sırlarla dolu bir şiir yine harikasınız.

    Cevap Yaz
  • Zerrin Tayfur
    Zerrin Tayfur

    Sevgili şairim yine sırlarla dolu bir şiir.
    beni derinlere alıp götürdü uzun ve yoruma değer
    Bir birinde yüz yüze geldiğimizde bizi cezbeden
    davetsiz misafir..
    Dem dem duaların ruha aksettiği vakt-i seherde
    sevginin bereketi doluyor içimize
    ey sevgili çok bekledim azda çoğunu,
    şimdi sakın gelme ben bir kez öldüm.
    sonsuz güzel yüreğinize sağlık..

    Tebrikler Tam puan Zerrin TAYFUR..

    Saygı değer dost şiirlerime yapmış olduğunuz yorumlar için çok teşekkür ediyorum.
    istanbuldan kucak dolusu sevgiler selamlar,
    gönderiyorum. dualarınıza benide katın...

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (2)

Engin Demirci