Kuş oldum, kırık cama dayanan mahkumluklarımı savunmak için.
Kırılmış hayallerin hep bir boşluk kekiyle doymaya çalıştığını kesti ömür
Anlaşılmadı, ney’in kimliği (m) …
“ben ney’im ki? ” dedim
Yetersiz zamanların kollarından kovulmuşken riyalar,
Genişlesin diye hasenat
Bir yangın kovulsun diye,....
İblis tavlasının, sayısı kararsızlıklarla hesap edilen zarlarından…
Zararlarından, dönüşü bir mum oldu, böyle ertelenince güneşin teni
Kesik bıçakların şefkatiyle, üretilemeyen mor bir hücre gibi
Sayıklandı kan tünellerinde,
“ben ney’im ki? ”
Bir aşk boğazladı, bir gece yarısı çığlığını
Söylemeliyim dedim,… hiç kıpırdamadım bileklerimden…..
Dişlerini geçirmeye devam etti gürültüsü, boş kalplerin avuçlarında…
HİÇ KİMSEYE AİT OLMAYAN bir AŞK’ın hikayesi saklıydı;
Ruhun açık kalmış ışığının altında!
Sayıkladı kan tünelleri aydınlığa, bir yaranın mahremlerini..
Tırnak izi…
Buruk sızı…
Tutup koparılan bir kabuğun ardından çağlayan vazgeçmişlik coşkusu...
Vazgeçmişlik, nimetlerin cezbedici kokusundan….
“Bir baharın türküsüne eklenebilecek çiçek kokularında detone yürekleri bulup çıkarmak…”
Vazgeçmişlik, dünyanın pullar dikilmiş ikinci kapısının renginden.
Parlayan disko ışıklarının altında yasakça öpülmüş birkaç çocukluk anısı,
Birkaç anne sütü damlası, şekersiz
Ve birkaçtan fazlasıyla uykulu ömür…
…
Sis oldum
Omuzlarımdan kayıp gitti çiçekleriyle mezarlar..
Tebrik kartları cehenneme aperatif için saklanmaya başlandı bu gizle..
Ölümün saklandığı hendeğin içinde kazanılmış, kutsal bir savaş vardı.
Bir heybet kılıçlarken suçsuz kahramanlığını, eşiğindeki kâfire,
Tiz oldum, seslenmek için:
Sualiyle öleyim ki, “ben ney’im! ”
Cevabıyla düşeyim ki, bir serçe gibi,
Asker omuzlarına dikilen, kumaştan melekler üreteyim pencerelerde.
İz oldum…
Bir dikiş izi kaldı ütünün hamile yalanlarında.
Doğacak kuyunun sonsuzluğuna haykırdım, Kılıç Aslan’ı gibi;
Tanrı’nın Aslan’ı gibi!
Gizin bilinmez ağırlığını alarak bilginin cellatlığına….
“ben ney’im ki? ” dedim
Tanrıyla aramız düzelsin ki, dedim.. Bozulsun ki, dedim!
Sonsuz kez, dedim....
……
Tanrı; Aşk-ı Süreyya…
Ümran KarabıyıkKayıt Tarihi : 16.6.2010 22:04:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!