Aşk-ı Nurani Şiiri - Hüseyin Okutan

Hüseyin Okutan
11

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Aşk-ı Nurani

Binlerce maruf gelir geçer, gün olur gece kurulur.
Kimi hakikatine dokunur, kimi mecazda savrulur.
Adedi meçhul hisler ustanın tezgahında dokunur.
Vakti gelmemiş arif edeple makamında yoğrulur.

Rüzgara kalbini sermiş talib tohum misal örtülür.
Kelebek kanadını çırpar ömründen ömür dökülür.
Bal arısı çiçeklere uğrar, hayal peteklere süzülür.
Yola düşen garip yolcu gurbet toprağında örülür.

Bardağı taşıran haddini bilmez meşkte boğulur.
Aşkın olduğunu görmez cazip renklere vurulur.
Büyüdükçe büyür, hatıralarla köşesinde durulur.
Maşuk olup yola düşen aşık dillere destan olur.

Hem nasıl bilsin insan, asırlardır gizlenmiş sırrı.
Bilse ne olur, tanımamışsa büründüğü ince zırhı.
Kurulan muhteşem sofralar, tattığı acı bir kırıntı.
Zevk ve neşeyle sarhoş, sonrasında daim sıkıntı.

Sabah güneşi bekler gibi yari bekleyen saf aşık,
Aldanma her sabah doğan güneşe şaşkın alışık.
Firakı mükadder maşuklardır dünyaya sarmaşık.
Güneşi olmayan sabahındadır vuslat, az karışık.

İçini acıtan ne varsa aşka dair deme yalan dolan.
Hepsinin gayet meşru bir sebebi var kalbe doğan.
Perdelere takılma, asıldır ışık sönünce kaybolan.
Haddini aşıp yırtma, yoktur sana perdesiz varan.

Kolay aşık yoluna çıkan seraba gönlünü kaptıran.
Zora talip yıllar yılı en güzeli sinesinde saklayan.
Nasibidir sonunda damla damla kısmetine yağan.
Yorma ve yorulma, asıl aşk ki sahnelerde oynanan.

Ha vuslat ha hicran, farksız, sen sadece huzurla dol.
Ya dalga ya tanecik, sırrı sende maşuk ariflerden ol.
Ey aşık, kıl nazar-ı tevhid ta ki parçalanmadan bir ol.
Ah Aşk! Sen de çözül ve çekil aradan usulca kaybol.
Ne mecazi, ne de hakiki, Aşk-ı Nurani, "La" ile varol.

Hüseyin Okutan
Kayıt Tarihi : 21.12.2016 10:30:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Hüseyin Okutan