mevsimler gibi artık
gönüllerimizde aşkın ve sevginin hoşluğu da
uğrar ayaküstü alıcı kuşlar gibi çöker göğsümüze
geçirir tırnaklarını söker kalbimizi yerinden
alır gider
-nerelere
-nerelere
götürür
bazen sessiz akan ırmaklara günlük güneşlik
bazen de uçurum uçlarına bırakır
küllerini tozutur
savurur
artık yaralı bir güvercine döner kanatlarımız kollarımız
paslı tüneklere oturur yerinden kıpırdayamaz
taşlaşan kalplerimiz
ayrılığın kanlı mührünü
basar zaman simsiyah perdelere
gün yüzü görmez artık o pencereler
ne gurur çaredir ne de dik başlılık
eğilir dağların mağrur başı
eğilir
.........
sevda teslim olmuş bir kaledir artık yenilgiye
sağırlaşır hisler ve susar diller
aşk dediğinse ziyaretçi bir kelebektir
çiçekten çiçeğe uçup uçup
konup göçen
düşünmeden atar viran ettiği bahçenin baygın güllerini
zemherinin kuru ayazlarına
artık göçebedir sızılara garip otağımız
üstümüze başımıza yerleşir sığınmacı hüzünler
derdimize derman olur mu
- belki
öyleyse akıt!!
hüzünleri akıt zaman
tutma akıt!! zamanla söner belki sol göğsümüzün
ayaz yangını ürkek korkak
kıvılcımları
bekletme artık korlar küllere küller tozlara karışsın ey!!!
.........
14092024
21:11
Ayşe Uçar
Kayıt Tarihi : 19.9.2024 21:29:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Ayşe Uçar](https://www.antoloji.com/i/siir/2024/09/19/ask-i-kul-2.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!