Merhaba içimin kıyameti,
bir kez daha merhaba.
Dayanılması hatta tarifi imkansız
bir kor var içimi yakan.
Siyahın en katranında acılarım.
Çaresizlik'mi onu sorma,
gölgem gibi yanı başımda taşıyorum.
Farkında bile değilim...
Annem sordu dün gece yüzümdeki hüznü.
Sanırım ben payıma düşeni aldım dedim bu sevda yolunda sessizce ve usulca.
Ben mutluluğu onun sıcacık
ellerinde bulmuştum oysa.
Dokunduğunda bir yuva gibi
ısıtırdı içimi.
Hatırası okadar çok'ki bende,
hangisini anlatayım.
Gülüşündeki ses...
Babamı hatırlatırdı.
Belki'de bu yüzdendir...
Bir çocuğun babadan kopamadığı gibi
kopamamak ondan.
Her an,her dakika,aklından,
kalbinden çıkartamamak.
Her zerresine yanıp kavrulmak.
Şimdi okursun bu sözlerimi.
Sakın kahrolup ağlama.
Bilirim sulu gözlüsün biraz.
Birazda duygusal.
Ben seni hep o gülüşlerinle
hatırlıyor olacağım.
Ne olur kaybetme onları.
Ellerinde'ki o yuvayı koru,kolla.
Her gülüşünde'de beni hatırla.
İçime bir huzur bırak ki,
Bende seni hissedeyim o anlarda.
Yuvasız bir kuş gibi savrulan bedenim,
sıcacık ellerinde hissetsin kendini.
Hayat kapımı tekrar çalsa,
O denli dağınık ve hazırsızım inan.
Ben hayatımı yuvam bildiğim
senin ellerinde bıraktım.
Ne zormuş severken ayrılmak.
Kalbinin ritmi yavaşlıyor,
Sonra...
Tüm yaşanmışlıklar,boğazında düğümleniyor boğoluyorsun.
Anlayacağın içindeki pır pır uçuşan kelebek ölüyor.
Acılar kolay anlatılıyor, kolay yazılıyor,çiziliyor.
Ama bilki kolay yaşanmıyor inan.
Töğbe olsun bir dahamı...
Bir daha asla çıkmam bu sevda yokuşundan.
Ben payımı aldım bu sevda yolundan.
Kayıt Tarihi : 21.3.2021 15:15:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!