Sevmek gibi geliyordu her şey,
sevmek gibi gidiyordu kadın
adının anlattığı,canın teni yakmasıydı,
bir bulut evet ama aslolan
bulutun suyu yağmasaydı...
'bir insanı sevmekle başlıyordu her şey'
ve boşanmak için
en az iki şahit gerekiyordu
Kayıt Tarihi : 9.6.2000 05:44:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
***ŞİİR: Türk Ulusal Edebiyatımızın en etkin dalıdır. Duygu ve düşüncelerin
derin mana ve imgelerle uyumlu, uyaklı bir şekilde ve anlaşılır bir lehçe ile
kombine edilen konuyu sözlü ya da yazılı bir şekilde okurlara arz etmektir.
----Şair ve yazarlar, Tarihsel devinim içinde Evrenin bütün olgularını Şiirleriyle
Devri zamana not düşerler. Ve nesiller aracığıyla bu güne ulaşır. Şiir cümle
Şairler aracılığıyla dünü bu güne ve bu günü de yarına taşıyan bir köprüdür...
----Bizler Sevgili Yılmaz Erdoğan'ı severiz. Ancak Şiir diye yazmış olduğu
deyimler silsilesini sevmek zorunda değiliz. Yukarıya günün Şiiri diye asılan
deyimler, Neslimize nasıl örnek olur ve ne kazandırır. Nice-nice Tarihsel devinime
iz düşmüş değerli Şairlerimiz var. Neden hep böyle Edebiyatımızı pasifize eden,
ve gençlerimizi lay-lomculuğa teşvik eden edep dışı yazılmış ve duygusal şehvet
içerikli Şiirleri lansa ediyoruz anlamış değiliz.
----Benim serzenişim yalnızca Yılmaz'ın Şiirine değildir. Genel gidişatadır...
Önce Antoloji divan heyetini ve bütün Şair ve yazarları saygıyla selamlarım...
----------------OZAN ÇAKIROĞLU----------------
Yukarıya asılan ''deyim'' değil ''düz yazı'' ya da ''nesir'' olarak adlandırılırlar. Sayın hoca; !
Saygılarım ve çok derin kaygılarımla...
Neden bir şiir sitesi açıp orada gerçek şair ve şiirleri yayımlamıyorsunuz?
TÜM YORUMLAR (36)