kahreden yürekte eski anılardan bir fasıl
vururken yüzüne bulur rengini
sapına kadar geceydi oysa
ilahların kandıramadığı bir insan
ve gidiyordu yine yolların sürgün adamıyla
gidiyordu bir insan
ceketinde yırtık sevdalar acısı
üzerinde kefaretsiz ne kadar yemin varsa
bil ki habersiz değildir ayrıldığından
şimdi veda vakti
gül kokusundan kan kızılından
geriye kalan yalnızlık sureti
ne kaldıysa yalandır
yüzünde unutulmuş sonbahar yaprakları
ve bir ölüm kadar yakın bir ömür
bir delinin aklında saklıdır
ziyan edilmiş dinlerden arta kalan
fermanı şerefsiz bir ilahın
ne de olsa zarardır
zarardır
bu deniz mavi olmadan yâr olmuş
kalanlar ağyârdır
haydi git gülüm
sefil bir yangının küllerinden bırakıp ateşi
üzerine savur ne varsa
saçların rüzgarın kanununa meydan okurken
ben bütün cinayetlerin şüphelisi
ve bileğimdeki kesilmiş bir damardan sanık
bırakıyorum suçlarımı yalnızlığın nizamına
geride bitmemiş bir orkestra
içeride hayatın cilvesi
elbette bir kadının adıyla başlar şiire
ve aşka
bölüşemem dünyaya hiç bir zaman derken
bilmek isterim bu cureti
ya da bilmek isterim vedaların kıymetini
güller solmadan
gideceksin belki
aman de yâr
karamış bir kabusun bozgununda
ne kadar öldüysem bir o kadar yaşadım de
ve anlat kendini bitmez ifadelerde
tanığım azrail olmuş
bahçesinde leş kargaları
her daim bir vasiyet bekler de
bulmaz kendini
oysa yürekte kalmıştır bu dava
can canala beraber olmuş
yazmıştır kendini özlemin sırasına
aşk gövdeyi götürdü
kimseler bilmemiştir adının anlamını aslında
evet aşk gövdeyi götürdü
ilahlar bırakırken insanları yalnız başına..!
Kayıt Tarihi : 12.10.2011 17:00:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!