Aşk En Çok Sabah Olmaktır Şiire

Volkan Aksal
110

ŞİİR


38

TAKİPÇİ

Aşk En Çok Sabah Olmaktır Şiire

zaman gibi içinde kaybolmamak adına yola çıktığımız bir serüvenin kahramanı olmak da var hayatta, figüranı olmak da.. ve sicilimizi belirleyecek anlara hangi rengi bırakacağımız konusunda, hayatın adil olduğu noktalar da var ve olmadığı da.. ama biliyorum ki tüm ruhumuzu aklayacak olan tek sanat, aşkın kalpler içinde aldığı şekildir aslında..

*
biz bu denizin kenarındaki kayalıklar olarak biliriz ki, su üzerimize her çağlayıp geldiğinde kendinden bir şeyler bırakır bize ve yine her geri çekildiğinde bir şeyler alıp götürür bizden.. bu yüzden sürekli aşınan bir zeminde tadarız aşkı ve bu yüzden hep böyle ıslaktır aşk bizden geçerken.

*
aşkın zaman içindeki görevi ona en güzel anlamı katmaktır.. zaman aşkla özgür.

*
belki de umudun o dipsiz derinliğine boy veren şiirler gibi geçmiyor insan hayatın kıyısından, ama yine de ellerinde aşkın ağırlığını taşıyacak kadar güç ve yüreğinde bütün aydınlıkları doğuracak kadar 'ışık' vardır.. çünkü her gün b'aşka' çağlar içimizde bu nehir.. ki düş dediğimiz, elbet bir gün ulaşılacak yerdedir..

*
zamanın göğsümüze açtığı oyukta, şiir yakıp ısınan düşler biriktiriyoruz.. hangi yönden rüzgar alsa, daha bir alevlenmiyor mu aşk..

*
belki de sesin çoğaldığı ve aşkı tanımlayacak tona geldiği anda başlıyordur şiir, birdenbire kırılan bir kalemin dayattığı satırsızlıktır ayrılık.. ve hayat, tüm kabullenişlerin o eşsiz müziğinde artan bir ritimdir belki, yahut da yalnızca denizine dökülen bir ırmak..

*
aşklar mı..? bir daha geri dönüşü olmayan her şeyi yanında götürmeyi bilir zaman, ama yaşatmayı insan..

*
ihtimaller dünyası ama aşkın olmazı yoktur elbet.. ister bir düş gibi geçer gözlerimizden, ister bir hükümdar gibi gelip oturur göğsümüzde... aşk işte!

*
hesapsız görülen günlerin mizanını çıkaran muhasebecinin adıdır ayrılık.. ölümse tüm ömürlere imzasını bırakacak olan son tutanak.. ve yalnız aşk kalacaktır her şeyden geriye, bir şiirin içinde sonsuza dek yaşayarak..

*
aşkın kapladığı alandan daha büyüktür giderken ardında bıraktığı boşluk...

*
ömrü bir feda üstüne yaşamak gibidir biraz da sevmek.. zamanın ve zulmün kırdığı fayları onarmak için yeniden yapılanan umudun her şiirinde, hem aşkı hem de bu sonsuz direnişi yaşatmak için, her sabah yeniden su vermiyor muyuz çatlayan toprağa, kurumaya meyleden çiçeğe.. yeniden ve ille aşkla bakmıyor muyuz yarına... elbette aşk, tüm bu sisi dağıtacak ve tüm bu karanlığı yenebilecek güçtedir..

*
aslında razı olmanın dışında işliyor içimizdeki rotatifler.. zaman, yeniden başlamakla her şeyin bittiği çizgide durmak arasındaki ray değişimini kaburgamızın üstünde yapıyor çoğu kez..

*
hepimiz için ayrı bir denizi ve ayrı bir rüzgarı var aşkın.. belki de kutsanıyoruzdur ondan kalan şu bulanık suyun dibinde yıkarken düşlerimizi..

*
nasıl ki özgürlük maviyle tanımlanıyorsa, elbette aşk da en çok beyaz olmalıydı renklerin içinde.. katışıksız, lekesiz, saf ve duru.

*
bu cumbalı evlerin pencerelerinden sarkıtacaksın kendini, gözlerin derin laciverdi gecenin, okyanusa dönüşeceksin.. içinde yeni hayatlar birikecek, toprağa dönüşeceksin.. bir orman gibi kalabalık, bir yaprak gibi yalnız olacaksın.. sen aşk şiirisin ya şimdi, daha sonra gökyüzü olacaksın..

*
zamanın bize öğrettiği en güzel şey içimizde yankılanan sesin hep çocuk kaldığıdır... bir yerlerde özlemle aradığımız ve boşluğunu hissetiğimiz en büyük kayıp yine kendimiz değil miyiz aslında.. lavtadan çıkıp dağılan sesin yankılarında yahut da bir şiirin uyaklarında inatla peşinden koştuğumuz, aşka dair yitirilmiş bir zaman dilimi değil miyiz biz.. belki de sırf bu yüzden şiirlerin hiçbir zaman sonu olmayacak, başlangıca dönmenin imkansız olduğu gibi.....

*
insan limana yaklaştıkça aklında bir burukluk olarak kalıyor deniz, ve denize açıldıkça liman... akıl, kendine has bir ustalıkla süzüyor içinden geçtiği zamanı.. ve yolun kayganlığında düşmeden seyredebilmek için sağlam bir dayanak arıyor kendine.. işte burada aşk giriyor devreye.. her şeyi yeniden tanımlamak ve hiç fark edilmemiş olanı görüp anlamak için.

*
günler ayları, aylar mevsimleri döndürüp duruyor aşkın sonsuz boyutunda.. eğer ölümsüzlüğün bir adı varsa, mutlak aşktan türemiştir..

*
aşktı.., bütün o yıkılmış şehirlerden yeni bir dünya yaratan... perdesi çekilmiş, üstü örtülmüş ve sevinci kuşatılmış tüm zamanların içinden bir rüzgar gibi geçen, dağlara baharlar düşüren o büyülü yağmur, aşktı.

*
içimizdeki kurak vadiyi yemyeşil bir ormana çeviren o sihirli yağmur değil midir aşk.. bütün bu kirleri üstümüzden alıp, bizi bir sırça gibi saydam ve kırılgan, yahut da bir çelik gibi sağlam yapacak olan, yine o yağmur değil midir..

*
ve aşkın elleri gecenin büyüyen karanlığında taşıdığı meşaleyi sabahın aydın sularına bırakır.. ne bir korku duyar karanlığın içinde olmaktan, ne de bir çıkar bekler aydınlıktan.. istediği yalnızca ileriyi görmektir...

*
keşke hislerin denklemini çözebilecek kadar ilerleseydi matematik, yahut coğrafik konumu bilinseydi aşkın, yahut da sisler içinde başlayıp bitmeseydi, belki tanımlanabilirdi her şey.. belki de bu yüzden yüreğe kattıkları ve ondan aldıkları için, faturayı literatüre kesmekten başka bir çözüm kalmıyor...

*
sevmeyi yurt edinenleri bu hayatın galipleri olarak görüyorum.. çünkü hiçbir şeyi kaybetme korkusu taşımayan insan, çoktan kaybetmiştir her şeyi..

*
zaman kırılgan bir yapıya sahip olsaydı, her aşk bittiğinde binlerce parçasını birleştirebilmek için saatlerin boşa döndüğü karanlığa bakıyor olurduk şimdi.. bir ayna aksanından söylenip de, ağır ağır sırları dökülen şarkıların yitimine tanık olurduk. belki bir nakarat kalırdı bize aşktan, sözleri unutulmuş bir kaç nota belki de..

*
hiçbir şeyin net olmayışı değil midir aşk.. büyük bir umutla göğsümüze doldurduğumuz bir deniz ve bir zaman sonra kağıda dökülmesi değil midir mavisini yitirerek kıyıya vuran her şeyin..

*
şu hayattan alabileceğimiz en güzel öğüt değil miydi aşk.. üzerimizdeki ölü toprağını attığımız ve mavilere adadığımız günlerin şarkısıydı.. hangi dilde söylenirse söylensin, anlaşılan muhabbetiydi uzak bahar akşamlarının.. günlerin kıyısına eğilmiş bir yeşil dal, fark edişin yakasına iliştirilmiş aydınlık ve göğsümüzden havalanan bir dolu uyak..... şu hayattan alabileceğimiz en güzel öğüt değil miydi aşk.

*
belki bir kuyunun dibinde hapsolmuş bir zamanın güncesiydi aşk.. aktıkça anıların arasında kaybolan bir beyazlığın adıydı.. ve anımsadıkça çağlayan bir mavinin.

*
bizi uzun yollara süren, yolu tanımlanabilir ve değişken kılan, göğsümüzü genişletip, fikrimizi ve düş dünyamızı aydınlatan o ışıktan yolculuk değil mi aşk.. ne çok şiir getirip bıraksak az avuçlarına..

*
aşk, belki de bütün mucizelerin bir araya gelip, bir çıkar yol olarak sislerle açıldığı kapıdır içimizdeki dünyaya..

*

nasılsa aşktan gelecek her şeye razı olanlar kabilesinden değil miyiz, bizi götüreceği yer bir çiçek bahçesi olsa ne olur, bir uçurum kenarı olsa ne..

*

belki bir iz bulabiliriz, yalnızca diplerde olan bir iz.. belleğin bir kenarında, çok öykülü bir rüzgarın uğultusuna yaslanmış, eskitilmiş ve eskiliği bir şiire oturana dek renkleri pastelleştirilmiş bir bahçede, yalnızca bir çocuğun toprağı eşelerken denk gelebileceği yerde, upuzun düşlerin arasına sıkışmış ve hanesinde tam olarak üç harf barındıran boyutsuz bir kelimeye rastlayabiliriz mesela..

*

zaman ki bir tutam bulut gibi gelip kalbime oturmuştur.. nerde bitmeyen bir aşk düşünsem, şarkılar kendini sende sarhoş bulmuştur..

*
koskoca bir kayalar ülkesi değil miydi kalbiniz
şu aşk denilen kıtayı keşfetmeden önce siz..

*
şiirin en güzel açtığı mevsim yüzündür
gözlerinde yüzyıllık ağaçlar çiçeğe durmuş..

Volkan Aksal
Kayıt Tarihi : 29.8.2015 01:45:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


şiirlere yaptığım yorumlardan ve konusu aşk olan sözlerden derlenmiştir..

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Nazır Çiftçi
    Nazır Çiftçi

    Çok değerli tesbitlerdi. beğeni ile okudum. tam puan +ant. kutluyorum. selam size.

    Cevap Yaz
  • Arzu Aksu
    Arzu Aksu

    'belkide umudun o dipsiz derinliğine boy veren şiirler gibi geçmiyor insan hayatın kıyısından, ama yine de ellerinde aşkın ağırlığını taşıyacak kadar güç ve yüreğinde bütün aydınlıkları doğuracak kadar 'ışık' vardır.. çünkü her gün b'aşka' çağlar içimizde bu nehir.. ki düş dediğimiz, elbet bir gün ulaşılacak yerdedir.. ' vallahi harikaydı bu kısma bayıldım...tebrikler dost...selam ile...

    Cevap Yaz
  • Nehir Özen
    Nehir Özen

    'evet aşk kalacak en son, bir şiirin içinde yaşayarak'
    düşüncelerini kaleme aldığın bu eserin özü bu olsa gerek sevgili Volkan.. aşkın özeti şiirlerle ölümsüzleşiyor.. kutluyorum, sevgiler..

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (3)

Volkan Aksal