Aşk Elma mıdır Anne

Hayrettin Taylan
1968

ŞİİR


23

TAKİPÇİ

Aşk Elma mıdır Anne

Şulenar:
-Aşk elma mıdır?

Şairzal:
İyi bir elma olmak lazım
Sonra yarım yarim yaşamak lazım. Hayatın yarısını yarine, yarısını tüm hayata sunmak için elma olmak lazım....

Sakın elmanın içinde fikri bomba olmasın.Bağıl fikirleri sevmem. Aslında yasaklı elmanın mantığı budur sevgilim.Kendi kalıpların, bağılların, fikri doğmatiklerindir yasaklı elma…

-Hiç kimsem yok, sen herkesimken. Yasaklı elma gibi gelme cennetime.Ben ne ilk insanım ne de peygamber. Yasaklı elmayı yememek için direncim olmaz.Sen dünyanın en tatlı, en kırmızı elmasıyken zaaflarımın suyu çeker.
Keyfin resminde keyfimi kaçıran hüznü,huzurunla kov sevgili...
Tuvaline al beni. Çiz beni dudak uçlarınla.Rujlarının rejimi başlasın.
Artık sen yeni bir aşk yönetimisin. Kırmızı rujunun rejimiyle başlar ilklerimiz, ilkelerimiz.
-Sevi bayrağımız sallanır gönlümüzde. Sen salına salına gelince dalgalanır.Algılarımın yeliyle aşk kendine sıralanır.

Şulenar:

-Açtın sürgüsünü kimsenin girmesi imkansız kalbimim kapısını. Saflığım sadece sevmek.Kandırılmışlığın zerresi yokken.Kendimi sende ütülü bir sevda perisi olarak gördüm.
Başkalarının kırışık sözcükleri, en sıcağımdaki psikolojik akışları da görmezlikten gelerek sana geldim.Kollarım ollarını istiyordu....

-Lav lav döküldüm soğuklarına.Eridim, kendime geldim.Şimdi sular gibi aşka su dersi veriyoruz. Su kadar sevi akıyoruz, su kadar berrak yaşıyoruz aşkı.
-Denizimiz masmavi, güzel algılara teslim.Kabarcıklar arasında tutkum, seni sen kadar seviyorsam engelli engellerden bana ne?

Şairzal:

Aşka aşıklığın müdavimiyim.Seni muhkem kılan ruhumun aziz perdesiydi.Herkes içinde herkes gibi değildin.Ben gibiydin. Benzerlerimizin eşitliğinde tartıldım sevgine.Aynı eşitlerde soyut ve soyunuktu sevgimiz.
-Art niyeti yoktu. Güzel bir geleceğe teslim olmuş düşlerin sahibiyle sahibesini oynadık.

-Hüznün kirli yüzü yoktu. Hazlara teslim edilmiş yarınlarımız yoktu. Sen kadar sana güvenli bir denizdim.Sevmenin yüzmesini öğreniyordun.

Kendine aşık sular gibi duyguların da yüzüyordu. Kendinden habersiz anlar gibi kendinle haberdar oldun.Büyümüşlüğün filmini oynuyordun.Büyümüştün ve artık çok derin bir şairi etkileyecek, besleyecek, onu ruhunda esir edecek kadar ihtişamlıydın.
-Beni böyle Muhteşem Süleyman yaptın. Beni böyle fethi zor denizlerine ünlü denizci, seni çok sevici Hayrettin Paşa yaptın.

Şulenar:

-Çok temiz, aşk kokulu bir denizdim. Derinlerde beslediğim sevdalarım, sevgilerim, hasretlerim, hazlarım, azlarım çoklarım vardı.
Belki duyulur sesim diye bağırdım içimden. Sen denizime geldin.
-Sözleriyle yüzen , duruşuyla güneşlenen, aşka aşıklığıyla teslimlerini sunan seni gördüm.
-Sözcüklerin sahilin kumları gibiydi.Ben sözcüklerinin kumsalında güneşlendim.Ruhumu besledin. Meğer derin manaların aşk perisiymişim.Meğer, değerli bir inciymişim.İnciliğim yazdın.Türk şiirine, edebiyatına ve bizim aşkımıza ilham olmanın bahtiyarlığını yaşıyorum.
Senin gönlün değişirse dünya değişir.

Şems -i Tebrizi

Ben de değiştim, bende yeni bir dünya oldum.
Şairzal:

Aynı ses çarpılmış sesinde toplanır yüreğim.Sesinle yazılır yazgımın şarkısı. Sözlerimin tohumu yeşerir.Benim cümle tarlarımında ırgatlık eder güzelliğin. Bensizliği biçersin.
Elinde orağın vardı. Kendine hasat olmak için yüreğimde sana karşı olanları biçiyordun.
-Aşk harmanımız oluyordu.Hasadımıza doğru hasetler başlardı.Hasetler sarardı etrafımızı.
*Artık aşmalısın, her şeye rağmen.Bu sevgiye rağmen aşamadığın tepeler varsa, cadılığına süpürge verecek masal üfürükçüleri yanında olacak.

Bir bumerang öyküsü değil sevmelerim.Anlara göre değişen tavılmalarım yok. Gerçeğin denizi çekmiyor bizi.Henüz bir zerre gerçeğe zaman olamadık.
-Acıyor gerçek.Giyotin ağzında üzüntülerim kesiliyor.Sevdiğime kavuşamamanın mamasını vermiyor kader.
-Kederli olmayım da kim olsun.
En şiddetli bağırışlarımı duymuyorsan hangi iç sesi seni yanıma getirecek.Hangi ses…
Hüznüm koyulaşıyor minimize kederlerin başlıyor.Gitmeye yakın bir uçurumda açılan bir çiçek oluyorsun.
-Kokun kalacak, ruhun kalacak, esirliğin , hüsranlığın, aşamadıkların, yaşayamadıkların, diyemediklerin.Kalacaklarının açacakları olacak.Ben seni hep açacağım aşk gibi. Yanımda olmayı istemez oldu alemin kalemi.

-Demek sen yaşanırlığımın güzeli değilsin. Hayallerimin istediği, ruhumun sardığı; ama gerçeğin kendine saramadığı anlar perisisin.

-Sevinçleri kopartılmış en sevdiğim meyve gibiydin. Tatlı mısın ekşi misin hüzünlü müsün benli misin bilemedim ki?
-En yakınında örülen psikolojik tepeleri aşamadın.Aşkı büyütmeye mecalin yok; ama aşkı büyüleyen bir perisin.

Oysa sevda gülüsün. Sevda gülünün kokusu olur, yükü olmaz
Kokun huzurdur, aşktır, sevinçtir.Sen istediğim gülün kokusu, sen istediğim her şeyin kırmızılığısın.

-Savaşımda öl, ölümsüz aşkınla yaşa gönüllerde.

Bir kılıç ucu sinene battı diye cepheden kaçma.Adımların senden önce akmalı.Bir eziyet ezmesi yaşıyor dünyan. Acılı bir sos gibi susma uzaklarımda.
-Sen tatlıyken , sen aşka tatken üstüne serpilen acılı soslar olma sakın. Acılı ezmelerle ezdirme dünyanı. Sevginin ölçüsü dünyaya sığmazken; sevgini, sevdanı üç beş önyargıya sardıranlara karşı, karşı konulmazlığınla gel gerçeğime.
-Yeşil gözlerinle başlat gerçeğimizin baharını. Ormanlarında kalan aşk aslanın olayım.
Şulenar:
-Sus, eritme yüzyıllık buzullarımı.Benim cephem senken tanıdık oklarla vurulacağımı nerden bilebilirdim.

-Zehirli, kaygılı, önyargılı psikolojik oklarla kalbimden vuruluyorum.
Aldırma, dünya yıkılsa da senin olacağım.

Hayrettin Taylan
Kayıt Tarihi : 23.3.2013 00:47:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Cemre Düştü
    Cemre Düştü

    harikasın

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Hayrettin Taylan