çember eğrimi dipsizliğinde
yitip giden yıldızlar gibi ışığımı kaybediyorum
boğunuk fısıltılar azgın seller gibi kulağıma doluyor
etrafımdaki kuru kalabalıkları öteleye öteleye
ölü candan kalkıp doğrulmak istiyorum
-nerdesin
-sesini yolla bana
dağların özünden uçurumlara şırıl şırıl akan
berrak buz gibi içimi serinleten kuraklıktan çatlayan topraklara
can verir gibi damarlarıma damarlarıma akan
-gülüşün nerde
-gülüşünü yolla bana
mor zambakların güneşe karşı asil duruşu gibi
saydam parlak ışıltılı arzulu kahkahaların nerde
içimi titreten güçlü poyrazların
göğsüme göğsüme
çarpması gibi
haydi türküler şarkılar söyle
beni bu girdaplardan çekip çıkaracak kolların
-ellerin nerde
-ellerini yolla bana
kendime ağrıyorum oturduğum yerde
keder ırmaklarına benziyor sızılı gözlerim
sancılı gönderlere yırtık bayraklar gibi çekilen
ruhum incinik
azgın fırtınalarda saçlarıma karışan
-kokun nerde
-kokunu yolla bana
ekmek gibi su gibi toprak gibi ihtiyaçlığım sana
ama yoksun uzaktan ıraktan
bakan el gibisin
.........
kendime ağrıyorum oturduğum yerde
aşkın çıkmazlarına boyun eğen ırmaklar gibi akıyorum
gel-git denizlerine
yoksul dilimde suslar
aşka boyun eğersem boynum kopar
eğmezsem de hercai bir kuş gibi başka kapıya konar
ya boğun eğeceğim ya da öleceğim
ya da ardı sıra sürüm sürüm
yerlerde sürüneceğim
aşkın gerçekliğini sorgularsam eğer
ya okuduğumuz tekrarlayan bir masalsa aşk
işte bir türlü aklım almıyor küçükken okuduğum
masalların hiçbirini anımsatmıyor
-çünkü onlar bittiğinde kalbimi hiç acıtmıyordu
...............
27092024
05:42
Ayşe Uçar
Kayıt Tarihi : 16.9.2025 21:42:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!